Münafıklar sana geldikleri zaman: "Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah'ın elçisisin" dediler. Allah da bilmektedir ki sen elbette O'nun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylemekte(1) olduklarına şahidlik etmektedir.
Yani, her ne kadar doğru söylüyorlarsa da, inançları söyledikleri ile bir değildir. Dolayısıyla onlar senin Allah'ın Rasulü olduğuna şehadet ederlerken, samimi davranmamaktadırlar. Burada dikkate değer nokta, "Şehadet"in iki esasa dayalı olmasıdır. a) Şehadet edilen husus bir hakikat olmalıdır. b) Şehadet eden (şahit) , ettiği hususun gerçekliğine inanmalıdır. Yani şahit, şehadet ettiği hususun gerçeğine inanmalıdır. Yani şahit, şehadet ettiği hususa inanıyorsa her yönüyle doğru bir kimsedir. Ancak bir kimse yalan (veya yanlış) bir husus üzerine şehadet ediyor ve fakat ona inanıyorsa, bu kimse hiç değilse inancı bakımından tutarlı addedilir. Tam aksine bir kimse gerçek bir husus üzerine şehadet ediyor ve fakat ona inanmıyorsa, bu kimse yalancının biridir. Sözgelimi İslâm'ı hak olarak tasdik eden bir mü'min, her yönüyle doğru bir kimsedir. Ama kendi dinine bağlı kalmakta devam eden bir Yahudi, İslâm'ı hak olarak tasdik ederse şayet, onun bu şehadeti bir yalandan ibarettir. Ancak İslâm'ı batıl olarak telakki ediyorsa, bu kimsenin bu düşüncesi isabetli olmasa bile, kendi akidesi bakımından tutarlıdır
Yani, her ne kadar doğru söylüyorlarsa da, inançları söyledikleri ile bir değildir. Dolayısıyla onlar senin Allah'ın Rasulü olduğuna şehadet ederlerken, samimi davranmamaktadırlar. Burada dikkate değer nokta, "Şehadet"in iki esasa dayalı olmasıdır. a) Şehadet edilen husus bir hakikat olmalıdır. b) Şehadet eden (şahit) , ettiği hususun gerçekliğine inanmalıdır. Yani şahit, şehadet ettiği hususun gerçeğine inanmalıdır. Yani şahit, şehadet ettiği hususa inanıyorsa her yönüyle doğru bir kimsedir. Ancak bir kimse yalan (veya yanlış) bir husus üzerine şehadet ediyor ve fakat ona inanıyorsa, bu kimse hiç değilse inancı bakımından tutarlı addedilir. Tam aksine bir kimse gerçek bir husus üzerine şehadet ediyor ve fakat ona inanmıyorsa, bu kimse yalancının biridir. Sözgelimi İslâm'ı hak olarak tasdik eden bir mü'min, her yönüyle doğru bir kimsedir. Ama kendi dinine bağlı kalmakta devam eden bir Yahudi, İslâm'ı hak olarak tasdik ederse şayet, onun bu şehadeti bir yalandan ibarettir. Ancak İslâm'ı batıl olarak telakki ediyorsa, bu kimsenin bu düşüncesi isabetli olmasa bile, kendi akidesi bakımından tutarlıdır