Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Allah rızası ne demektir??

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Hayatýn içinden
Allah rızası ne demek? Nasıl bulunur, nerede aranır? Çıkış noktası olarak alemlerin varoluş nedenine bakmalı herhalde. Görünen görünmeyen alemleri yoktan yaratan alemlerin Rabbi bir hadis-i kudside '' gizli bir hazine idim, bilinmek istedim'' buyuruyor. Anlaşılan; sonsuz hazineler ve güzellikler sahibi, esma-i hüsnasının tecellilerini görmek ve göstermiş, şuurlu varlıklar yaratmış.
Şuurlu mahlukları içinde de insanı intihap etmiş onu bir meydanı imtihana atmış.

Acaba insanın yaratılmaya itirazı olabilir mi? Yani nankörlük damarı ile ''ne yapayım, yaratmasaydı, beni kendisi için yaratmış zaten'' diyebilir mi hâşâ?
Kimsenin varlığa, var olmaya bir itirazı yok. Kimse ''keşke yoklukta kalsaydım, hiç olmasaydım'' demiyor. Diyenlerin itirazı, var olmaya değil, istediği koşullarda var olamamaya..
Bediüzzaman dünya ile kavgalı olanları dörde ayırıyor:

''Şimdi, dünyayı tahkir edenler dört sınıftır:

Birincisi, ehl-i mârifettir ki, Cenâb-ı Hakkın mârifetine ve muhabbet ve ibâdetine sed çektiği için tahkir eder
İkincisi, ehl-i âhirettir ki; ya dünyanın zarûrî işleri onları amel-i uhrevîden men ettiği için, veyahut şuhud derecesinde imân ile Cennetin kemâlât ve mehâsinine nisbeten dünyayı çirkin görür. Evet, Hazret-i Yûsuf Aleyhisselâma güzel bir adam nispet edilse, yine çirkin göründüğü gibi; dünyanın ne kadar kıymettar mehâsini varsa, Cennetin mehâsinine nispet edilse, hiç hükmündedir.

Üçüncüsü, dünyayı tahkir eder; çünkü, eline geçmez. Şu tahkir, dünyanın nefretinden gelmiyor, muhabbetinden ileri geliyor.

Dördüncüsü, dünyayı tahkir eder; zîrâ, dünya eline geçiyor, fakat durmuyor, gidiyor. O da kızıyor. Teselli bulmak için tahkir eder, "Pistir" der. Şu tahkir ise, o da dünyanın muhabbetinden ileri geliyor. Halbuki, makbul tahkir odur ki, hubb-u âhiretten ve Mârifetullâhın muhabbetinden ileri gelir.'' Sözler, s.572

İşte bu üçüncü ve dördüncüler sözünü ettiğim itiraz ehli olabilirler.

Dolayısı ile en başta bizi yoktan var edip bu güzel dünyada ağırladığı için Rabbimize sonsuz minnettar olmak durumundayız.
Ama dahası var; Rabbimizin bizi burada yaşatması, halden hale çevirmesi, çeşitli imtihanlardan geçirip pişirmesi hep kıvama gelmemiz için. Ne kıvamı? Ona muhatap olma kıvamı, cennete layık olma kıvamı.
O bizi asıl, ebedî olan makkarr-ı saltanatına almak, orada Cemâli ile şereflendirmek istiyor.
Peygamber Efendimizin bildirmesi ile ilmel yakîn biliyoruz ki Onu görmek, her türlü cennet nimetinin fevkinde.

''Ey insan! Bilir misin nereye gidiyorsun ve nereye sevk olunuyorsun?
Dünyanın bin sene mesudâne hayatı, bir saat hayatına mukabil gelmeyen Cennet hayatının; ve o Cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat rüyet-i cemâline mukabil gelmeyen bir Cemîl-i Zülcelâlin daire-i rahmetine ve mertebe-i huzuruna gidiyorsun.'' Mektubat, s.223

Öyle ise dünyada ufak tefek sinek ısırması mesâbesinde olup aslında içinde nice rahmet eserlerini barındıran bazı sıkıntılara maruz veya şahid olan şu nazlı insan, hemen itiraza girişmeden, mazhar olduğu nimetleri düşünmeli.

Minnet teşekkürü gerektirir. Bu, kulun yaratanına teşekkürü olduğunda ibadet olarak tezahür eder.

Öyleyse diyebiliriz ki Rabbimizin rızası, öncelikle; onu Rab olarak tanıdığımızın, ona hiç bir şeyi ortak koşmadığımızın, bütün hücrelerimizle minnettar olduğumuzun ifadesi olarak, buyurduğu ibadetleri yapmaya ma'tûfdur. Tabii bu ibadetlere bizim ihtiyacımız olduğu ayrı bir konudur; şimdilik girmeyelim.

Sonra da, Rabbimiz güzeldir, güzeli sever. İşin güzelini, muamelenin güzelini, sözün güzelini, iyiliğin güzelini, ikramın, insanlığın, herşeyin güzelini sever.
Dolayısı ile bizden razı olmasının bir koşulu da onun yarattıkları ile iyi geçinmek, iyilikte bulunmak, en azından zarar vermemektir.

Benim anladığım; Allah rızasınına uygun kul olmak; her anında, hayatının fonunda hep Onu, ne yaparsan senden hoşnut olacağını düşünerek yaşamak halidir.
Ne kadar yapabilirsek artık..

Rabbim rızasına ulaştıracak yolları bize göstersin ve o yollardan gitmeyi de nasip etsin inşaallah.
 
Üst Alt