Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Allah dostlarından yardım isteme Şirk midir?

khan19556

New member
Katılım
11 Ocak 2007
Mesajlar
992
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Sancaðýn düþtüðü yerden
Burada ifadeden ziyade niyet önemlidir. Manayı ismiyle şeyh veya veliden medet ummak caiz olmaz. Anacak tevessül edilebilir.

İstiğaseveya medet,yardım istemek anlamını ifâde eder. Vesile (tevessül) gayeye vasıta olan şeydir. Güneş ve ay gibi hizmeti çok da olsa. Kabe ve Hacerü'l-Esved gibi mukaddes de olsa cansız veya zevilukul olmayan bir mahluktan istiğase etmek caiz değildir.

Zevilukul yani akıl sahibi kimselerden medet ummak meselesine gelince, bakılır, kendisinden istiğase edilen kimse salih ve mii'min değilse, ister hazır olsun, ister gaib olsun kendisinden istiğase etmek caiz değildir. Fakat salih bir kul olursa, huzurunda veya kabri başında olursa, şefaat dilemek maksadıyla ondan istiğase etmek caizdir.

Çünkü ölü olan kimse her ne kadar berzah âlemine intikal etmiş ise de kendisine has bir hayatı vardır. Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Peygamberler kabirlerinde hayattadırlar." Yine Bedir savaşında ölmüş müşrikler hakkında da şöyle buyurdular: "Siz bunlardan fazla işitmezsiniz; ancak cevap veremezler."

Cumhur-u Ulemâya göre hazır olmayan bir kuldan, salih de olsa istiğase etmenin caiz olduğuna dair âyel ve hadîs vârid olmadığı gibi seleften de bir şey sabit olmamıştır. Hazır olmayan kimse salih de olsa gaybı bilmediğine göre. istiğase edenin durumunu nasıl bilip şefaat edecektir? Avam tabaka bu hususu bilmediği için. hüsn-ü zandan dolayı ifrata kaçıyor. Salahın ölçüsünü bilmediğinden salih olmayanı salih olarak telakki ettiği gibi, dünyanın en uzak köşesinde de olsa inandığı kimseden istiğase edip yardımını istiyor.

Bugünkü tarikatcilere göre makam sahibi olan bir veli ister ölü ister uzakta olsun ondan istiğase edilir. O yardım etme yetkisine sahiptir. Özellikle ehli tasarrufun yardımı dünyada olduğu gibi dünyadan göç ettikten sonra da vardır, devam eder.

Vesile ise. demin dediğimiz gibi. gayeye yetişmek için vasıta olarak kullanılan şeydir.

Bunların çeşitleri vardır:

1- Cenabı Allah'ın isimlerini vesile kılıp tevessül etmek: İbn'i Mace. Hz. Aişe'den şunu rivayet etmiştir: Hz. Peygamber bir duasında şöyle buyurdular. "Allah'ım, temiz, hoş ve mübarek ismin hakkı için senden istiyorum.'"

2- Kendisiyle tevessül edilen zatın duasını vesile kılıp istemek.

3- Büyük ve salih kimsenin zatını vesile kılmak suretiyle tevessül etmek: Meselâ. Allah'ım şu dileğimin yerine gelmesi için Peygamber'i veya Ebubekir'i vesile kılıyorum demek gibi. Hz. Ömer (ra) yağmur duasında Hz. Ahbas'ı (Peygamberimiz'in amcası) vesile kılarak şöyle dua etti: "Allah'ım, biz Peygamber'in amcasını sana vesile kılıyoruz, bunun için bize yağmur yağdır" (Buhari).

4- İşlenen salih amelleri vesile kılarak tevessül etme: Meselâ. Allah'ım, senin için eda ettiğim şu hac veya şu ibâdeti sana vesile kılıyorum; şu musibetten veya şu beladan beni kurtar demek gibi.

Yukarıda saydığımız vesile çeşitleri İslâm'da mevcuttur. Bunu inkâr etmek mümkün değildir. Vesile edinilen kimsenin vesile edenden üstün olması gerekmez, Hz. Peygamber (sav) Umre'ye gitmek için izin isteyen Hz. Ömer'e, "kardeşim bizi duadan unutma" dedi. Hem de Veysel Karani nin kendisine dua etmesi için Hz. Ömer'e emir verdi.
 

Azra

New member
Katılım
15 Mar 2007
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Yaş
36
Konum
istanbul
amin kardeşim ellerine sağlık güzel bi konu
 

tevhid davetcisi

New member
Katılım
19 Şub 2007
Mesajlar
101
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
VESİLELER ARAYIN(IN) GERÇEK ANLAMI

İçeriğine hiç bir yazı katmadan ve tamamen yorumsuz bir şekilde Elmalılı Muhammed Hamdi YAZIR'ın Maide/35. ayetin tefsirini buraya olduğu gibi aktarıyorum,



"Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakının ve (sizi) O'na (yaklaştıracak) vesile arayın; O'nun yolunda cihad edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz." [Maide: 35]

Maide Suresi 35. ayetin tefsiri,
Elmalılı Hamdi YAZIR

35-: Ey Allah'a ve Resulüne iman edenler! Siz o sözleşmelerini bozanlara, o kâfirlere, o fâsıklara, o bozgunculuğa koşanlara benzemeyiniz de, Allah'dan layıkıyle korkunuz. Allah'ın cezasından, azabından korkunuz, çirkinliklerden sakınınız, şayet bir günaha düştünüzse hemen tevbe ediniz. Zira anladınız ki gafûr (çok affedici), rahîm (çok acıyıcı) olan Allah'ın azab ve cezası da pek büyüktür. Fakat takva (Allah'tan gereğince korkma)yı yalnız fenalık yapmamaktan ve yalnız kaçınmaktan ibaret menfi (olumsuz) bir huy kabul etmeyiniz. Kıssada dinlediniz ki muttakî âdem oğlunun kardeşinin karar verdiği cinayete karşı bile Allah korkusuyla elini uzatmak istememesi ve yalnız öğüt ile yetinmesi, kendisini öldürülmeden kurtarmaya yetmedi. Şu halde kötülüklerden kaçınmakla yetinmeyip, tam mânâsıyla korununuz da Allah'ın korumasına girmek ve affına ve rahmetine ermek için Allah'dan vesile de isteyin. Boş durmayıp, yalnız iman ve korku ile yetinmeyip, Allah'a yakınlık için vesile de arayınız. En uygun sebeplere teşebbüs etmek suretiyle Allah'ın sevgisine layık güzel ameller yapmaya iradenizi sarfediniz de ve Allah yolunda, İslâm dini uğrunda, doğru yol üzerinde gücünüzü bolca kullanmakla mücalede ediniz, dahilî ve haricî engel ve zorluklara göğüs gerip hak düşmanlarını yeniniz.

Dilimizde bilindiği üzere "vesile ", kendisiyle bir gayeye ulaşılan, yani yaklaşılan sebep, yaklaşma sebebi demektir ki "mâbihittakarrub" (kendisiyle yaklaşılan şey) mânâsına, sadece "kurbet" (yaklaşma) da denilir. Nitekim Hasen, Mücahid, Atâ, Abdullah b. Kesir gibi bir çok selef tefsircileri "yani yakınlık" diye tefsir etmişlerdir. Katâde, Allah'a itaat ve hoşnut olacağı amel ile yaklaşınız, diye anlatmış; Sûddî de: "yani istemek ve yakınlık" diye ifade etmiştir ki, hem "ibtiğâ" (isteme)yi, hem "vesile"yi açıklamaktır.

İbnü Zeyd de, "muhabbet (sevgi) ile Allah'a kendinizi sevdirmeye çalışınız" demiş ve, "Onların taptıkları da Rab'lerine bir yol arar, her biri Allah'a daha çok yaklaşmak için çalışır" (İsrâ, 17/57) âyetini okumuştur.

Şu halde mânânın özeti: "Biz müminiz, Allah bizi yalnız iman ile sever deyip de ciddiyetsiz olmayınız, Allah'dan korkunuz, kötü ahlâktan ve çirkin amelden sakınınız sonra yalnız korkmak ve sakınmakla da kalmayınız, iradenizi sarfedip gerekli sebeplere de teşebbüs ediniz, Allah'ın emirlerini yerine getiriniz ve bununla da kalmayınız, Allah'a yaklaşmak için daima vesile arayınız, her fırsattan istifade ile kendi gönlünüz ve isteğinizle farzlar ve vacipler dışında güzel güzel işler, Allah'ın rızasına uygun ameller yaparak kendi tarafınızdan da kendinizi Allah'a sevdirmek isteyiniz, isteyerek, yalvararak çalışınız ve uğraşınız" demektir.

Ve bunda "Mümin kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder" kudsî hadisinin mânâsının yerleştirilmiş bulunduğu açıktır. "Vesîle cennette bir makamdır" hadis-i şerifi vesilenin ahirete ait önemini anlatır . Kısaca vesile, lazımdır. Ve onu bulmak için isteyip aramak ve başvurmak da gereklidir. Çünkü vesilenin vesilesi de iman ve ittika (korunma) ile istek ve iradedir. Ve şu halde asıl vesile Allah'a yaklaşma kasdı ve sevme arzusudur. Ve işte bu kast ve niyet ile sebepleri araştırma, güzel ahlâk ve güzel amel gibi Allah'ın rızasına uygun hoş vesileler hazırlamakla kulluk için koşmayı emretmektedir. Ve bunun içindir ki, buna, mücahede emri katılmıştır. İman, ittikâ ile; ittikâ, vesileyi aramakla; vesileyi arama da, mücahede ile tamam olur.

Şimdi imandan sonra bu üç emri yerine getiriniz ve bunlara da inanıp koşunuz ki kurtuluşa ermeyi ümit edersiniz. [Elmalılı Tefsiri: Muhammed Hamdi YAZIR]
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
"De ki: "O'nun dışında kendilerinde (tanrısal güç) vehmettiğiniz kimseleri çağırsanıza; (düş kırıklığıyla) göreceksiniz ki, sizden hiçbir zararı kaldırmaya, ya da onu (yararlı bir şeyle) değiştirmeye güçleri yetmeyecektir. Kaldı ki, onların kendilerine yalvarıp yakardıkları kimseler var ya; -(Allah'a) en yakın sandıkları hangileriyse- işte onlar bile Rablerine yakın olmak için var güçleriyle çaba gösterirler (vesile ararlar) ve O'nun rahmetini dilenip cezasından da korkarlar(dı): Çünkü senin Rabbinin azabı, her daim kaçınılması gereken bir ceza olmuştur." (17:56-57)
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
"Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakının ve (sizi) O'na (yaklaştıracak) vesile arayın; O'nun yolunda cihad edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz." [Maide: 35]

bilmiyorsanız, zikir ehline sorun.ENBİYA-7

Allah’tan korkup sadıklarla beraber olun!)[Tevbe 119]
 
Üst Alt