Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ALLAH (c.c.) doğruların yardımcısıdır

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
ALLAH (c.c.) doğruların yardımcısıdır



Büyükler buyuruyor ki:

Doğruluk emanettir. Yalancılık hıyanettir. (Hz. Ebu Bekir)

Oğlum, yalandan sakın, o serçe eti gibi tatlıdır. Ondan az kimse kurtulur. (Lokman Hakim)



ALLAH (c.c.) indinde en büyük hata, yalan konuşmaktır. (Hz. Ali)

Yalancı ile cimri Cehenneme girer. Fakat, hangisi daha derine atılır, bilmem. (Şabi)



Doğru ile yalan, biri diğerini çıkarıncaya kadar kalbde boğuşur. (Malik bin Dinar)

İçki dışına, sözü işine uymamak, nifaktandır. Nifakın temeli ise yalandır. (Hasan-ı Basri)



Eshab-ı kiram indinde yalandan daha kötü bir şey yoktur. Çünkü, onlar, yalanla imanın bir arada bulunamayacağını bilirlerdi. (Hz. Âişe)



İstikamet [her işte daimi doğruluk], kerametten üstündür. (Seyyid Abdülhakim Arvasi)



Hz. Lokmana, (Bu dereceye ne ile kavuştun?) diye sual ettiler. (Doğruluk, emanete riayet ve bana gerekmeyeni bırakmakla) diye cevap verdi.



Seyyid Abdülkadir Geylani hazretleri, "Bu işe başladığınızda, temeli ne üzerine attınız? Hangi ameli esas aldınız da böyle yüksek dereceye ulaştınız?" diye soranlara buyurdu ki: (Temeli doğruluk üzerine attım. Hiç yalan söylemedim. İçim ile dışım bir oldu. Bunun için işlerim hep rast gitti.)



Bütün kötülüklerin esası yalandır. Peygamber efendimizin en sevmediği huydur. Yalan söylemek haramdır. Ancak üç yerde caizdir. Harpte, iki müslümanı barıştırmak için, hanımı ile iyi geçinmek için.



Rızıktan endişe etmemeli
Her şeyin başı doğruluktur. Her işin nizam ve intizamı doğruluk iledir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Doğru olunuz, doğruluk gerçeği, gerçek de Cennet yolunu gösterir. Bir kimse doğruluktan ayrılmaz, doğruluğu düstur edinirse, ALLAH (c.c.) indinde o kimse sıddıklardan olur.) [Buhari]



Bir haramdan kaçmak, milyonlarca nafile ibadetten evladır. Günahtan kaçmak ibadet yapmaktan önce gelir. Hadis-i şerifte, (Küçük bir günahtan kaçmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruluyor. (Riyad-ün Nasıhin)



Rızıktan endişe etmemeli, bu yüzden doğruluktan ayrılmayıp haramlara düşmemeli. Rızk mukadderdir. Yani herkesin rızkı bellidir, artmaz eksilmez, rızkını almadan dünyadan ayrılmaz. İsteyene helalden gelir, isteyene haramdan. Gelen miktar aynıdır. Ecel de mukadderdir. Yani herkesin ömrü bellidir, uzamaz kısalmaz, vakti dolunca dünyadan ayrılır. Kaza ve kader, hayır ve şer, zaten imanın şartlarındandır. Peki, daha ne istiyoruz, niye şükretmiyoruz? Rızkımız belli, ömrümüz belli, başımıza gelenler Allah’tan. Artık dileyen şükretsin, dileyen de nankörlük.



Gencin birisi Kâbe’de hep Ey doğruların yardımcısı olan Allah’ım, ey haramdan sakınanların yardımcısı olan Allah’ım, sana hamdü sena ederim diye dua eder. Bu durum herkesin dikkatini çeker. Birisi, (Neden hep aynı duayı yapıyorsun, başka bir şey bilmiyor musun?) der. O da anlatır:

7-8 sene önce yine Kâbe’de iken içi altın dolu bir torba buldum. Tam 1000 altın vardı. İçimden bir ses (Bu altınlarla, şunları şunları yaparsın) diyordu. Hayır dedim kendi kendime, bu benim değil, başkasının malı, kullanmam haram olur dedim. Bu sırada birisi, (şöyle bir torba bulan var mı?) diye bağırıyordu. Çağırdım onu, nasıl bir torbaydı, içinde ne vardı diye sordum. Torbayı tarif etti ve içinde 1000 altın vardı dedi. Al öyleyse torbanı diyerek verdim. Adam torbayı açıp içinden bana 30 altın verdi.

Pazara gittim. Temiz yüzlü genç bir esiri [köleyi] överek satıyorlardı. Gencin temizliği dikkatimi çekti. Yanlarına gittim, bu köle için ne istiyorsunuz dedim. 30 altın dediler. Adamdan aldığım 30 altını verip genci satın aldım. Bir iki yıl geçti. Genç çok çalışkan, çok edepli idi. Onu aldığıma çok memnun olmuştum. Bir gün onunla giderken karşıdan iki üç kişi geliyordu. Genç bana dedi ki, (Efendim, ben Fas emirinin oğluyum. Bu gelenler babamın adamları. Beni buldular. Senden beni satın almak isterler. Sen iyi bir insansın, onlara 30 bin altından aşağıya satma) dedi.



O kişiler yanıma geldi, bu esiri bize satar mısın dediler. Satarım dedim. 60 altın verelim dediler. Olmaz dedim. İyi ama sen bunu 30 altına almadın mı? Biz sana iki mislini veriyoruz dediler. Öyleyse gidin pazardan alın dedim. Artıra artıra 20 bin altına kadar çıktılar. 30 binden aşağı olmaz dedim. Çaresiz kabul ettiler. Altınları verip, genci alıp gittiler. Ben o 30 bin altınla, işyerleri açtım, ticaret yaptım, daha çok zengin oldum. Bir gün bana arkadaşlar, çok zengin bir ailenin iyi bir kızı var. Babası yeni vefat etti. Onunla seni evlendirelim dediler. Ben de olur dedim. Nikah kıyıldı. Deve yükleri çeyizini getirdiler. Çeyiz arasında bir torba dikkatimi çekti, kıza, bu nedir dedim. İçinde 970 altın var, babam Kâbe’de bunu kaybetmiş, bulan gence 30 unu vermiş. Kalanını da bana hediye etti, çeyizine koyarsın dedi. Demek ki bulduğum altınlar benim rızkım imiş, vermese idim haram yoldan gelecekti, şimdi helal yaldan yine bana geldi.



Öyle ise, haramı ateş bilip ona uzanmamalı, günah kazanmamalı.
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
30 Altin....

30 Altin....

30 ALTIN

Gencin birisi Kâbe'de hep, "Ey dogrularin yardimcisi olan Allahim,
ey haramdan sakinanlarin yardimcisi olan Allahim, sana hamdü sena ederim" diye dua eder.
Bu durum herkesin dikkatini çeker.

Birisi, (Neden hep ayni duayi yapiyorsun, baska bir sey
bilmiyormusun?) der. O da anlatir:
-7-8 sene önce yine Kâbe'de iken içi altin dolu bir torba buldum.
Tam1000 altin vardi.
Içimden bir ses Bu altinlarla, sunlari sunlari yaparsin diyordu.
Hayir dedim kendi kendime, bu benim degil, baskasinin mali, kullanmam haram olur dedim.
Bu sirada birisi, "söyle bir torba bulan var mi?" diye bagiriyordu.
Çagirdim onu, nasil bir torbaydi, içinde ne vardi diye sordum.
Torbayi tarif etti ve içinde 1000 altin vardi dedi. Al öyleyse
torbani diyerek verdim.
Adam torbayi açip içinden bana 30 altin verdi.

Pazara gittim. Temiz yüzlü genç bir esiri överek satiyorlardi.Gencin temizligi dikkatimi çekti.
Yanlarina gittim, bu köle için ne istiyorsunuz dedim. 30 altin
dediler.
Adamdan aldigim 30 altini verip genci satin aldim.Bir iki yil geçti.
Genç çok çaliskan, çok edepli idi. Onu aldigima çok memnun olmustum.
Bir gün onunla giderken karsidan iki üç kisi geliyordu.. Genç bana
dedi ki,
-Efendim, ben Fas emirinin ogluyum. Bu gelenler babamin adamlari.
Beni buldular. Senden beni satin almak isterler. Sen iyi bir
insansin,onlara 30 bin altindan
asagiya satma dedi.O kisiler yanima geldi, bu esiri bize satar misin
dediler. Satarim dedim.
60 altin verelim dediler. Olmaz dedim. Iyi ama sen bunu 30 altina
almadin mi?
Biz sana iki mislini veriyoruz dediler. Öyleyse gidin pazardan alin
dedim.
Artira artira 20 bin altina kadar çiktilar. 30 binden asagi olmaz
dedim.
Çaresiz kabul ettiler. Altinlari verip, genci alip gittiler. Ben o 30
bin altinla isyerleri açtim, ticaret yaptim, daha çok zengin oldum.
Bir gün bana arkadaslar, "çok zengin bir ailenin iyi bir kizi
var.Babasi yeni vefat etti. Onunla seni evlendirelim" dediler.
Ben de "olur" dedim.
Nikah kiyildi. Deve yükleri çeyizini getirdiler. Çeyiz arasinda bir
torba dikkatimi çekti. Kiza, "bu nedir" dedim. "Içinde 970 altin var, babam Kâbe'de bunu kaybetmis,
bulan gence 30 unu vermis. Kalanini da bana hediye etti, çeyizine
koyarsin dedi".
Demekki buldugum altinlar benim rizkim imis, vermese idim haram
yoldan gelecekti, simdi helal yoldan yine bana geldi.
Bana yardim edip haramlardan koruyan, nice nimetler ihsan eden yüce Rabbime hamd ederim.

Aci da olsa, dogrulari söyleyiniz. ( hadis i serif )
Takdirden ötesi yok... Nasipten ötesi yok...
 

hilal

New member
Katılım
3 Haz 2008
Mesajlar
562
Tepkime puanı
1,033
Puanları
0
Yaş
46
Rabbime hamd ederim

Rabbime hamd ederim

Gencin birisi Kâbe'de hep, Ey doğruların yardımcısı olan Allah'ım, ey haramdan sakınanların yardımcısı olan Allah'ım, sana hamdü sena ederim diye dua eder. Bu durum herkesin dikkatini çeker. Birisi, (Neden hep aynı duayı yapıyorsun, başka bir şey bilmiyor musun?) der.

O da anlatır:
7-8 sene önce yine Kâbe'de iken içi altın dolu bir torba buldum. Tam 1000 altın vardı. İçimden bir ses (Bu altınlarla, şunları şunları yaparsın) diyordu. Hayır dedim kendi kendime, bu benim değil, başkasının malı, kullanmam haram olur dedim.

Bu sırada birisi, (Şöyle bir torba bulan var mı?) diye bağırıyordu. Çağırdım onu, nasıl bir torbaydı, içinde ne vardı diye sordum. Torbayı tarif etti ve içinde 1000 altın vardı dedi. Al öyleyse torbanı diyerek verdim. Adam torbayı açıp içinden bana 30 altın verdi.

Pazara gittim. Temiz yüzlü genç bir esiri [köleyi] överek satıyorlardı. Gencin temizliği dikkatimi çekti. Yanlarına gittim, bu köle için ne istiyorsunuz dedim. 30 altın dediler. Adamdan aldığım 30 altını verip genci satın aldım.

Bir iki yıl geçti. Genç çok çalışkan, çok edepli idi. Onu aldığıma çok memnun olmuştum. Bir gün onunla giderken karşıdan iki üç kişi geliyordu. Genç bana dedi ki, (Efendim, ben Fas emirinin oğluyum. Bu gelenler babamın adamları. Beni buldular. Senden beni satın almak isterler. Sen iyi bir insansın, onlara 30 bin altından aşağıya satma) dedi.

O kişiler yanıma geldi, bu esiri bize satar mısın dediler. Satarım dedim. 60 altın verelim dediler. Olmaz dedim. İyi ama sen bunu 30 altına almadın mı? Biz sana iki mislini veriyoruz dediler. Öyleyse gidin pazardan alın dedim. Artıra artıra 20 bin altına kadar çıktılar. 30 binden aşağı olmaz dedim. Çaresiz kabul ettiler. Altınları verip, genci alıp gittiler.

Ben o 30 bin altınla, işyerleri açtım, ticaret yaptım, daha çok zengin oldum. Bir gün bana arkadaşlar, çok zengin bir ailenin iyi bir kızı var. Babası yeni vefat etti. Onunla seni evlendirelim dediler. Ben de olur dedim. Nikah kıyıldı. Deve yükleri çeyizini getirdiler. Çeyiz arasında bir torba dikkatimi çekti. Kıza, bu nedir dedim. İçinde 970 altın var, babam Kâbe'de bunu kaybetmiş, bulan gence 30 unu vermiş. Kalanını da bana hediye etti, çeyizine koyarsın dedi. Demek ki bulduğum altınlar benim rızkım imiş, vermese idim haram yoldan gelecekti, şimdi helal yoldan yine bana geldi.

Bana yardım edip haramlardan koruyan, nice nimetler ihsan eden yüce Rabbime hamd ederim.
 

yabensem

New member
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
çok saçma ve uydurulmuş bir hikaye
 

BeyazKelebek

New member
Katılım
8 Mar 2009
Mesajlar
403
Tepkime puanı
288
Puanları
0
Yaş
33
Helal ve Haram İslami Hikaye

Helal ve Haram İslami Hikaye

Gencin birisi Kabe’de hep;
"Ey doğruların yardımcısı olan Allah’ım "…Ey haramdan sakınanların yardımcısı olanAllah’ım, sana hamdü sena ederim," diye dua ederdi.

Bu durum birisinin dikkatini çekti:

"Neden hep aynı duayı yapıyorsun, başka dua bilmiyor musun?" dedi.O da anlattı:
Yedi sekiz sene önce yine Kabe’de iken içi altın dolu bir torba buldum.İçinde tam bin altın vardı.İçimden bir ses: "Bu altınlarla, şunları şunları yaparsın" diyordu.

"Hayır" dedim, kendi kendime."Bu, benim değil,başkasının malı, kullanmam haram olur".

Bu sırada birisi:"Torba bulan var mı?" diye bağırıyordu.Çağırdım onu.
"Nasıl bir torbaydı? İçinde ne vardı?" diye sordum.


Torbayı tarif etti ve "İçinde bin altın vardı" dedi."Torban burada." diyerek verdim.Adam torbayı açıp bana otuz altın verdi.

Pazara gittim.Temiz yüzlü genç bir esiri överek satıyorlardı.Adamdan aldığım otuz altını verip genci satın aldım.Genç, terbiyeli, edepli, güzel konuşan,
çok iyi bir insandı.Onu aldığıma çok memnun olmuştum.


Temiz yüzlü kölem bana hayat hikayesini anlattı:
"Efendim, ben Fas Emirinin oğluyum.Kaderimde köle olmak varmış."
Birkaç ay sonra, bir gün kölemle çarşıya çıkmıştık.Karşıdan gelen üç yabancı gördük.Kölem " bunlar babamın adamları" dedi."Beni buldular. Senden beni satın almak isterler. Sen iyi bir insansın.Onlara otuz bin altından aşağıya satma."

O kişiler yanıma geldi."Bu esiri bize satar mısın?" dediler."Satarım." dedim.
"Altmış altın verelim." dediler.Ben de "Olmaz." dedim.

Arttıra arttıra yirmi bin altına kadar çıktılar.Otuz bin altından aşağı olmaz dedim.Çaresiz kabul ettiler.

Ben, o otuz bin altın ile, işyerleri açtım.Ticaret yaptım. Daha çok zengin oldum.Bir gün bana arkadaşlarım,"Çok zengin bir ailenin iyi bir kızı var Babası yeni vefat etti.Onunla seni evlendirelim." dediler.

Ben de "Olur" dedim. Nikah kıyıldı.Deve yükleri çeyizini getirdiler.Çeyiz arasında bir torba dikkatimi çekti.Eşime, "Bu nedir?" dedim.

"İçinde 970 altın var.Babam Kabe’de bunu kaybetmiş.
Bulan gence otuzunu vermiş.Kalanını da bana hediye etti. Çeyizine koyarsın dedi" diye anlattı.

Demek ki bulduğum altınlar benim rızkım imiş. Sahibine vermeseydim haram yoldan gelecekti. Şimdi helal yoldan yine bana geldi.

Bana yardım edip,haramlardan koruyan,nice nimetler ihsan eden Yüce Rabbim’e hamd ettim.

TÜM HAYATI BOYUNCA HER İNSANIN RIZKI YÜCE ALLÂH TARAFINDAN TAKDİR EDİLMİŞTİR.
ONUN HARAM VEYA HELAL OLMASINI SİZ KENDİNİZ BELİRLERSİNİZ.
 
Üst Alt