Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Allah(c.c)`a hamd etmenin ve şükrün fazileti.

cüneyt

New member
Katılım
19 Tem 2006
Mesajlar
191
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular

"Allah'a hamdederek başlanmayan her önemli iş bereketsiz olur."
Ebû Dâvûd, Edeb 18.

"Allah Teâlâ, kulunun bir şey yedikten sonra hamdetmesinden, bir şey içtikten sonra hamdetmesinden hoşnut olur. " Müslim, Zikir 89.

"Bir kimse her gün yüz defa, lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr, derse, on köle âzâd etmiş kadar sevap kazanır; ona yüz iyilik sevabı yazılır; yüz günahı bağışlanır; bu zikir o gün akşama kadar o kimsenin şeytandan korunmasını sağlar. Bu zikri ondan daha fazla tekrarlayan kimse dışında hiç kimse daha faziletli bir iş yapmamış olur". Resûl-i Ekrem sözüne şöyle devam etti: "Bir kimse günde yüz defa sübhânallâhi ve bi-hamdihî derse, onun günahları deniz köpüğü kadar bile olsa hepsi bağışlanır.Buhârî, Bed'ü'l-halk 11

"Bir kimse on defa, lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr, derse, İsmâil aleyhisselâm'ın soyundan dört kimseyi hürriyetine kavuşturmuş gibi sevap kazanır. " Buhârî, Daavât 64

Ebû Zer radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
"Allah'ın en çok hoşlandığı sözü sana bildireyim mi? Allah'ın en çok hoşlandığı söz, sübhânallahi ve bi-hamdihî demektir", buyurdu. Müslim, Zikir 85

"Temizlik imanın yarısıdır. el-Hamdü lillâh duası mizanı, sübhânallahi ve'l-hamdü lillâhi zikri ise yer ile göklerin arasını sevap ile doldurur. " Müslim, Tahâret 1.

"Her namazdan sonra kim otuz üç defa sübhânallah, otuz üç defa elhamdülillâh, otuz üç defa Allâhü ekber der, yüze tamamlamak için de lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr: Allah'tan başka ilâh yoktur; yalnız Allah vardır. O tektir, ortağı yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur. O'nun gücü her şeye yeter" derse, günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile affedilir. " Müslim, Mesâcid 146.

Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem rükû ve secdede şu duayı çok okurdu:
"Sübhâneke'llâhümme rabbenâ ve bi-hamdik. Allâhümm'ağfir lî: Allahım! Yüce Rabbimiz! Seni ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve sana hamdederim. Allahım! Beni bağışla. "Buhârî, Ezân 123

Yine Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem rükû ve secdede iken:
"Sübbûhün kuddûsün Rabbü'l-melâiketi ve'r-rûh: Allahım! Sen ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tamamıyla münezzehsin. Sen bütün kusurlardan ve noksanlardan tamamıyla arınmışsın, mukaddessin. Sen meleklerin ve Rûh'un Rabbisin" derdi.Müslim, Salât 223.

"Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!" Müslim, Salât 215.

Sa'd İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında bulunuyorduk. Bize:
- "Sizden biri her gün bin sevap kazanmaktan âciz midir?" diye sordu. Yanında oturanlardan biri:
- Bir kimse her gün bin sevabı nasıl kazanır? diye sordu. Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
- "Yüz defa sübhânallah der, ona bin iyilik yazılır veya bin günahı bağışlanır. " Müslim, Zikir 37.

Ebû Mûsâ el-Eş'arî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir kulun çocuğu vefat ettiği zaman Allah Teâlâ meleklerine:
- "Kulumun çocuğunu elinden aldınız öyle mi?" diye sorar. Onlar da:
- Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ:
- "Kulumun gönül meyvesini mi kopardınız?" diye sorar. Melekler:
- Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ tekrar:
- "O zaman kulum ne dedi?" diye sorar. Melekler:
- Sana hamdetti ve "innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn: Biz Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz" dedi, diye cevap verirler.
O zaman Allah Teâlâ şöyle buyurur:
- "Kulum için cennette bir köşk yapın ve ona hamd köşkü adını verin. " Tirmizî, Cenâiz 36

"Her birinizin her bir eklemi için günde bir sadaka vermesi gerekir. İşte bu sebeple her tesbih bir sadaka, her hamd bir sadaka, her tehlîl (lâ ilâhe illallah demek) bir sadaka, her tekbîr bir sadaka, iyiliği tavsiye etmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rek`at namaz bunların yerini tutar. " Müslim, Müsâfirîn 84

Müslim ise bu hadisi şöyle rivayet etmiştir:
"İçinde Allah'ın anıldığı ev ile Allah'ın anılmadığı evin farkı, diriyle ölünün farkı gibidir. " Müslim, Müsâfirîn 211

"Zikrin en faziletlisi lâ ilâhe illallah'tır. " Tirmizî, Daavât 9.

"Bir kimse sübhânallahi ve bi-hamdihî: Ben Allah'ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O'na hamdederim, derse, cennette onun için bir hurma ağacı dikilir. "Tirmizî, Daavât 60.

Sevbân radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem selâm verip namazdan çıkınca üç defa istiğfâr eder ve "Allâhümme ente's-selâm ve minke's-selâm tebârekte yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm: Allahım selâm sensin. Selâmet ve esenlik sendendir. Ey azamet ve kerem sahibi Allahım, sen hayır ve bereketi çok olansın" derdi.
Hadisin râvilerinden biri olan Evzâî'ye:
- İstiğfâr nasıl yapılır? diye sorulunca:
- Estağfirullah, estağfirullah demektir, dedi.Müslim, Mesâcid 135
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
NEBE SURESİ

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla

1- Birbirlerine hangi şeyi sorup duruyorlar?

2- O büyük haberi mi?

3- Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler.

4- Hayır; yakında bileceklerdir.

5- Yine hayır; yakında bileceklerdir.

6- Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?

7- Dağları da birer kazık?

8- Sizi çift çift yarattık.

9- Uykunuzu bir dinlenme yaptık.

10- Geceyi bir örtü yaptık.

11- Gündüzü bir geçim-vakti kıldık.

12- Sizin üstünüze sapasağlam yedi-gök bina ettik.

13- Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık.

14- Sıkıp suyu çıkaran (bulut)lardan 'bardaktan boşanırcasına su' indirdik.

15- Bununla taneler ve bitkiler bitirip-çıkaralım diye.

16- Ve birbirine sarmaş-dolaş bahçeleri de.

17- Şüphesiz o hüküm (fasl) günü, belirlenmiş bir vakittir.

18- Sur'a üfürüleceği gün, artık siz dalga dalga geleceksiniz.

19- O sırada gök açılmış ve kapı kapı olmuştur.

20- Dağlar yürütülmüş, artık bir serab oluvermiştir.

21- Gerçekten cehennem, bir gözetleme yeridir.

22- Taşkınlık edip-azanlar için son bir varış yeridir.

23- Bütün zamanlar boyunca içinde kalacaklardır.

24- Orada ne serinlik tadacaklar, ne bir içecek.

25- Kaynar sudan ve irinden başka.

26- (İşlediklerine) Uygun olan bir ceza olarak,

27- Doğrusu onlar, hesaba çekileceklerini ummuyorlardı.

28- Bizim ayetlerimizi yalanlayabildikleri kadar yalanlıyorlardı.

29- Oysa Biz, herşeyi yazıp saymışızdır.

30- Şimdi tadın. Size artık azaptan başkasını arttırmayacağız;

31- Gerçek şu ki, muttakiler için 'bir kurtuluş ve mutluluk' vardır.

32- Nice bahçeler ve üzüm bağları.

33- Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

34- Dopdolu kadehler.

35- İçinde, ne 'boş ve saçma bir söz' işitirler, ne bir yalan.

36- Rabbinden bir karşılık olmak üzere yeterli bir bağış(tır bu).

37- Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi Rahman olan (Allah); O’na hitap etmeye güç yetiremezler.

38- Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.

39- İşte bu, hak gündür. Şu halde dileyen Rabbine bir dönüşyolu edinsin.

40- Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.


>Abi daha varsa yazın. :) .
>Rahatsızlığımdan dolayı kardeşlere cevap yazamıyorum kusura bakmasınlar. inşallah iyileşince düzgün yazılar yazarız.
 

cüneyt

New member
Katılım
19 Tem 2006
Mesajlar
191
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Allah(c.c)`a hamd etmenin ve şükrün fazileti.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular

"Allah'a hamdederek başlanmayan her önemli iş bereketsiz olur."
Ebû Dâvûd, Edeb 18.

"Allah Teâlâ, kulunun bir şey yedikten sonra hamdetmesinden, bir şey içtikten sonra hamdetmesinden hoşnut olur. " Müslim, Zikir 89.

"Bir kimse her gün yüz defa, lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr, derse, on köle âzâd etmiş kadar sevap kazanır; ona yüz iyilik sevabı yazılır; yüz günahı bağışlanır; bu zikir o gün akşama kadar o kimsenin şeytandan korunmasını sağlar. Bu zikri ondan daha fazla tekrarlayan kimse dışında hiç kimse daha faziletli bir iş yapmamış olur". Resûl-i Ekrem sözüne şöyle devam etti: "Bir kimse günde yüz defa sübhânallâhi ve bi-hamdihî derse, onun günahları deniz köpüğü kadar bile olsa hepsi bağışlanır.Buhârî, Bed'ü'l-halk 11

"Bir kimse on defa, lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr, derse, İsmâil aleyhisselâm'ın soyundan dört kimseyi hürriyetine kavuşturmuş gibi sevap kazanır. " Buhârî, Daavât 64

Ebû Zer radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
"Allah'ın en çok hoşlandığı sözü sana bildireyim mi? Allah'ın en çok hoşlandığı söz, sübhânallahi ve bi-hamdihî demektir", buyurdu. Müslim, Zikir 85

"Temizlik imanın yarısıdır. el-Hamdü lillâh duası mizanı, sübhânallahi ve'l-hamdü lillâhi zikri ise yer ile göklerin arasını sevap ile doldurur. " Müslim, Tahâret 1.

"Her namazdan sonra kim otuz üç defa sübhânallah, otuz üç defa elhamdülillâh, otuz üç defa Allâhü ekber der, yüze tamamlamak için de lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr: Allah'tan başka ilâh yoktur; yalnız Allah vardır. O tektir, ortağı yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur. O'nun gücü her şeye yeter" derse, günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile affedilir. " Müslim, Mesâcid 146.

Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem rükû ve secdede şu duayı çok okurdu:
"Sübhâneke'llâhümme rabbenâ ve bi-hamdik. Allâhümm'ağfir lî: Allahım! Yüce Rabbimiz! Seni ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve sana hamdederim. Allahım! Beni bağışla. "Buhârî, Ezân 123

Yine Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem rükû ve secdede iken:
"Sübbûhün kuddûsün Rabbü'l-melâiketi ve'r-rûh: Allahım! Sen ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tamamıyla münezzehsin. Sen bütün kusurlardan ve noksanlardan tamamıyla arınmışsın, mukaddessin. Sen meleklerin ve Rûh'un Rabbisin" derdi.Müslim, Salât 223.

"Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!" Müslim, Salât 215.

Sa'd İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında bulunuyorduk. Bize:
- "Sizden biri her gün bin sevap kazanmaktan âciz midir?" diye sordu. Yanında oturanlardan biri:
- Bir kimse her gün bin sevabı nasıl kazanır? diye sordu. Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
- "Yüz defa sübhânallah der, ona bin iyilik yazılır veya bin günahı bağışlanır. " Müslim, Zikir 37.

Ebû Mûsâ el-Eş'arî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir kulun çocuğu vefat ettiği zaman Allah Teâlâ meleklerine:
- "Kulumun çocuğunu elinden aldınız öyle mi?" diye sorar. Onlar da:
- Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ:
- "Kulumun gönül meyvesini mi kopardınız?" diye sorar. Melekler:
- Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ tekrar:
- "O zaman kulum ne dedi?" diye sorar. Melekler:
- Sana hamdetti ve "innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn: Biz Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz" dedi, diye cevap verirler.
O zaman Allah Teâlâ şöyle buyurur:
- "Kulum için cennette bir köşk yapın ve ona hamd köşkü adını verin. " Tirmizî, Cenâiz 36

"Her birinizin her bir eklemi için günde bir sadaka vermesi gerekir. İşte bu sebeple her tesbih bir sadaka, her hamd bir sadaka, her tehlîl (lâ ilâhe illallah demek) bir sadaka, her tekbîr bir sadaka, iyiliği tavsiye etmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rek`at namaz bunların yerini tutar. " Müslim, Müsâfirîn 84

Müslim ise bu hadisi şöyle rivayet etmiştir:
"İçinde Allah'ın anıldığı ev ile Allah'ın anılmadığı evin farkı, diriyle ölünün farkı gibidir. " Müslim, Müsâfirîn 211

"Zikrin en faziletlisi lâ ilâhe illallah'tır. " Tirmizî, Daavât 9.

"Bir kimse sübhânallahi ve bi-hamdihî: Ben Allah'ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O'na hamdederim, derse, cennette onun için bir hurma ağacı dikilir. "Tirmizî, Daavât 60.

Sevbân radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem selâm verip namazdan çıkınca üç defa istiğfâr eder ve "Allâhümme ente's-selâm ve minke's-selâm tebârekte yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm: Allahım selâm sensin. Selâmet ve esenlik sendendir. Ey azamet ve kerem sahibi Allahım, sen hayır ve bereketi çok olansın" derdi.
Hadisin râvilerinden biri olan Evzâî'ye:
- İstiğfâr nasıl yapılır? diye sorulunca:
- Estağfirullah, estağfirullah demektir, dedi.Müslim, Mesâcid 135
 

Huzur_islamda

New member
Katılım
18 Ocak 2008
Mesajlar
123
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Rasulullah'a(sav) asiklar diyarindan..
Şükür, nimetleri avlayıp bağlamaktır. Şükretmeye başladığın vakit, ihsanın, iyiliğin artmasına hazır hale gelirsin.

Hak Tealâ Hazretleri bir kulunu sevince, ona bela verir. Eğer sabrederse derecesini yüceltir ve eğer şükreylerse onu şeçkin kılar.

Kimileri Allah'ın lütfuna , kimileri de kahrına şükreder. Onların her ikisi de hayırlıdır. Şükür öyle bir bağlılıktır ki, kahrı lütufa dönüştürür.


Akıllı ve olgun kişi, huzur için de, bela için de Allah'a şükreden kimsedir. Muradı cehennem bile olsa, bu kişi Hakk'ın seçtiği kimsedir.

Şükür maksuda ulaşmayı kolaylaştırır. Zira dille şikayet , kalple şikayet etmeyi doğurur.

Peygamber Efendimiz s.a.v. buyurmuştur: “Ben dahuk (çok gülen) ve katulüm (çok öldürenim).” Yani “Cefa verenin, zulmedenin yüzüne karşı gülüşüm, onu öldürmektir.” Burada gülmekten kasdedilen , şikayet edilecek yerde şükretmektir.

Şöyle anlatıldı: Peygamber s.a.v. Efendimiz'in ashabından birisinin bir yahudi komşusu vardı. Yahudinin evinden türlü pislikler ve çamaşır suları akardı. O sahabi ise yahudiye hep teşekkür eder, ailesine de böyle davranmayı emrederdi. Sekiz sene bu hal böyle devam etti. Sahabi vefat ettiğinde, yahudi taziye için sahabinin evine gitti. Evin içinde pisliği ve bunların nereden geldiğini gördü. Geçen zaman içinde olan bitenleri öğrenince, müthiş pişman oldu. Sahabinin ailesine sordu:

- Bu hali bana niçin haber vermediniz de, sürekli teşekkür edip durdunuz?

Şöyle cevap verdiler:

- Merhum bize şükrü emreder ve şükrü terketme durumunda neler olacağı ile de bizi korkuturdu.

Yahudi bunları duyunca iman etti.

Salihlerin sözleri iyi hale eder teşvik

Akla içki gelir şarkıcı anılsa nitekim.

Bunun için Allah Tealâ Hazretleri Kur'an-ı Kerim'inde nebilerini, salih kullarını ve bunların Allah'tan gelen işlere olan şükürlerini ve zalimin zulmüne sabredenleri ve intikam yerine affedenleri övgü ile zikretmiştir.

Şükür, nimet çeşmesinden içmektir. Çeşme her ne kadar bol ve bereketli bir suya sahip olsa da, kapalıyken su kendiliğinden akmaz. Yani içmek için onu açmak gerekir.

“Şükürsüzlüğün sebebi nedir ve şükre mani olan olan şey nedir?” diye soruldu.

Şükre mani olan şey hamlık açgözlülüktür. Zira bu açgözlü kişi, eline geçirdiği şeyi daha önce ihtirasla istemişti. İşte o tamah ve açgözlülük onu şükürsüz kıldı. Böylece kendi ayıbından habersiz ve halinin kıymetsizliğinden gafil kaldı.

Tamah ve açgözlülük, ham meyve, çiğ ekmek, çiğ et yemek gibi olduğundan, şüphesiz illet ve şükürsüzlük doğmasını gerektirir. Bir kimse zararlı bir şey yediğini bildiği vakit istifra etmesi gerekir. İstifra etmek ve o bozuk düşünceden kurtulmak ve o bir illet yüz illet olmasın diye, Hak Tealâ hikmeti ile o kişiyi şükürsüzlüğe müptela kıldı. (Aksi halde tamah ve açgözlülüğü için şükretmiş olacak, böylece halini değiştiremeyeceği gibi, şükürle bu manevi hastalığı birken yüz olacaktı.)

Nitekim Kur'an-ı Kerim'de buyrulur: “Biz onları zenginlik ve sıhhatle, bazen de fakirlik ve zorlukla sınadık. Ki böylece onlar isyandan itaate dönsünler.” (Araf, 168) Böyle kimseler, Allah'a ortak gibi duran sebepleri artık görmez, Allah'a döner. Nitekim Bayezid -i Bistamî buyurmuştur: “Ya Rab, ben sana şirk koşmadım.” Hak Tealâ Hazretleri ise nida buyurmuştur: “Süt gecesi hariç! Hani bir gece süt içip, ‘süt bana zarar verdi' dedin. Halbuki hakikatte zarar veren de (Dârr) fayda veren de (Nâfi') hep benim” buyurdu. Cenab-ı Hak sebeplere dikkat çekerek, onu müşrik sayıp, “sütten evvel ve sonra Dârr olan benim; sütü kabahat gibi, zararları da üstadın edeplendirmesi gibi kıldım” buyurdu.

Üstad “meyve yeme” dediği halde talebe meyve yese, üstad onu cezalandırdığı vakit, talebenin “yediğim meyve bana zarar verdi” demesi doğru olmaz. Dil bu asıl üzerine şirkten korununca, Hak Tealâ Hazretleri katında büyük saydığı, küçük şirk hastalığından, o kimsenin ruhunun temiz kalmasına kefil olur.

Nimetlere hamd etmekle şükretmek arasındaki fark şudur ki, “O'nun cemaline şükrederim” denilmez. Hamd ise şükürden daha kapsamlıdır.

Bu metin, Fîh-i Ma Fîh'in A. Avni Konuk tercümesinden sadeleştirilerek alınmıştır.
 

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
Allah(c.c)`a hamd etmenin ve şükrün fazileti.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular

"Allah'a hamdederek başlanmayan her önemli iş bereketsiz olur."
Ebû Dâvûd, Edeb 18.

"Allah Teâlâ, kulunun bir şey yedikten sonra hamdetmesinden, bir şey içtikten sonra hamdetmesinden hoşnut olur. " Müslim, Zikir 89.

"Bir kimse her gün yüz defa, lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr, derse, on köle âzâd etmiş kadar sevap kazanır; ona yüz iyilik sevabı yazılır; yüz günahı bağışlanır; bu zikir o gün akşama kadar o kimsenin şeytandan korunmasını sağlar. Bu zikri ondan daha fazla tekrarlayan kimse dışında hiç kimse daha faziletli bir iş yapmamış olur". Resûl-i Ekrem sözüne şöyle devam etti: "Bir kimse günde yüz defa sübhânallâhi ve bi-hamdihî derse, onun günahları deniz köpüğü kadar bile olsa hepsi bağışlanır.Buhârî, Bed'ü'l-halk 11

"Bir kimse on defa, lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr, derse, İsmâil aleyhisselâm'ın soyundan dört kimseyi hürriyetine kavuşturmuş gibi sevap kazanır. " Buhârî, Daavât 64

Ebû Zer radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
"Allah'ın en çok hoşlandığı sözü sana bildireyim mi? Allah'ın en çok hoşlandığı söz, sübhânallahi ve bi-hamdihî demektir", buyurdu. Müslim, Zikir 85

"Temizlik imanın yarısıdır. el-Hamdü lillâh duası mizanı, sübhânallahi ve'l-hamdü lillâhi zikri ise yer ile göklerin arasını sevap ile doldurur. " Müslim, Tahâret 1.

"Her namazdan sonra kim otuz üç defa sübhânallah, otuz üç defa elhamdülillâh, otuz üç defa Allâhü ekber der, yüze tamamlamak için de lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr: Allah'tan başka ilâh yoktur; yalnız Allah vardır. O tektir, ortağı yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur. O'nun gücü her şeye yeter" derse, günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile affedilir. " Müslim, Mesâcid 146.

Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem rükû ve secdede şu duayı çok okurdu:
"Sübhâneke'llâhümme rabbenâ ve bi-hamdik. Allâhümm'ağfir lî: Allahım! Yüce Rabbimiz! Seni ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve sana hamdederim. Allahım! Beni bağışla. "Buhârî, Ezân 123

Yine Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem rükû ve secdede iken:
"Sübbûhün kuddûsün Rabbü'l-melâiketi ve'r-rûh: Allahım! Sen ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tamamıyla münezzehsin. Sen bütün kusurlardan ve noksanlardan tamamıyla arınmışsın, mukaddessin. Sen meleklerin ve Rûh'un Rabbisin" derdi.Müslim, Salât 223.

"Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!" Müslim, Salât 215.

Sa'd İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında bulunuyorduk. Bize:
- "Sizden biri her gün bin sevap kazanmaktan âciz midir?" diye sordu. Yanında oturanlardan biri:
- Bir kimse her gün bin sevabı nasıl kazanır? diye sordu. Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
- "Yüz defa sübhânallah der, ona bin iyilik yazılır veya bin günahı bağışlanır. " Müslim, Zikir 37.

Ebû Mûsâ el-Eş'arî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir kulun çocuğu vefat ettiği zaman Allah Teâlâ meleklerine:
- "Kulumun çocuğunu elinden aldınız öyle mi?" diye sorar. Onlar da:
- Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ:
- "Kulumun gönül meyvesini mi kopardınız?" diye sorar. Melekler:
- Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ tekrar:
- "O zaman kulum ne dedi?" diye sorar. Melekler:
- Sana hamdetti ve "innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn: Biz Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz" dedi, diye cevap verirler.
O zaman Allah Teâlâ şöyle buyurur:
- "Kulum için cennette bir köşk yapın ve ona hamd köşkü adını verin. " Tirmizî, Cenâiz 36

"Her birinizin her bir eklemi için günde bir sadaka vermesi gerekir. İşte bu sebeple her tesbih bir sadaka, her hamd bir sadaka, her tehlîl (lâ ilâhe illallah demek) bir sadaka, her tekbîr bir sadaka, iyiliği tavsiye etmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rek`at namaz bunların yerini tutar. " Müslim, Müsâfirîn 84

Müslim ise bu hadisi şöyle rivayet etmiştir:
"İçinde Allah'ın anıldığı ev ile Allah'ın anılmadığı evin farkı, diriyle ölünün farkı gibidir. " Müslim, Müsâfirîn 211

"Zikrin en faziletlisi lâ ilâhe illallah'tır. " Tirmizî, Daavât 9.

"Bir kimse sübhânallahi ve bi-hamdihî: Ben Allah'ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O'na hamdederim, derse, cennette onun için bir hurma ağacı dikilir. "Tirmizî, Daavât 60.

Sevbân radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem selâm verip namazdan çıkınca üç defa istiğfâr eder ve "Allâhümme ente's-selâm ve minke's-selâm tebârekte yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm: Allahım selâm sensin. Selâmet ve esenlik sendendir. Ey azamet ve kerem sahibi Allahım, sen hayır ve bereketi çok olansın" derdi.
Hadisin râvilerinden biri olan Evzâî'ye:
- İstiğfâr nasıl yapılır? diye sorulunca:
- Estağfirullah, estağfirullah demektir, dedi.Müslim, Mesâcid 135
 
Üst Alt