Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Âlemlere Rahmettir Ahmed (sav)

samanyolu

New member
Katılım
19 Mar 2007
Mesajlar
2,063
Tepkime puanı
2,696
Puanları
0
Yaş
49
Konum
istanbul
Resulüm Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiya, 107)

Hakikaten Peygamber Efendimiz (sav) bizim için rahmettir. Peygamber Efendimiz (sav)in bize ne büyük bir rahmet olduğunun birinci örneği Hz. Ömer (ra)dır

Hz. Ömer bir gün, ağlaya ağlaya salâvat getiriyordu Öyle ağlıyordu ki, Ashab-ı Kiram Hz. Ömer'e sordular: “Ya Emirül Müminin, hem ağlıyorsun hem de salâvat getiriyorsun. Bunun sebebi nedir?” H. Ömer (ra): “Ben nasıl hem ağlamayayım, hem de salavat getirmeyeyim!” dedi.

Hz. Ömer (ra) Müslüman olmadan önce, kendi kızını diri diri toprağa gömmüştü! Şimdi ise bir karıncaya Allah-u Zülcelâl'in korkusundan basmaya cüret edemiyordu

Allah-u Zülcelâl âdemoğlunu o kadar şerefli yarattığı halde, küfürde iken kalbi öyle katıydı ki, diri diri kendi kızını gömdü. İslam'a girdikten sonra, Peygamber Efendimiz (sav) vasıtası ile müslüman olduktan sonra, Hz.Ömer (ra)'in kalbi öyle olmuştu ki, bir karıncaya dahi Allah korkusundan basamıyordu ve: "İşte Peygamber Efendimiz (sav) beni böyle bir davete çağırdı ve onun davetine uydum ve böyle olduğu için niye hem salavat getirmeyeceğim, hem de ağlamayacağım! Diye cevap verdi

İşte hepimize, Allah-u Zülcelâl İslam dinini, güzel ahlakı, Peygamber Efendimiz (sav) vasıtasıyla gönderdi. Peygamber Efendimiz (sav), demek ki bizim için çok büyük bir rahmettir Ama bu rahmete kendimizi müstahak edelim. Hz. Ömer (ra)'in dediği gibi, bu sofradan biraz yemek yiyelim, mahrum kalmayalım

Peygamberimiz Hatırına Verilenler

O'nun hürmetine Allah-u Zülcelâl bizlere neler vermemiştir ki!Âdem (Aleyhisselam) buyuruyor: "Allah-u Zülcelâl; Hz. Muhammed (sav)'in ümmetine verdiklerini bana vermemiştir Ben günah işlediğim zaman cennetten çıkarılıp, dünyaya indirildim HzMuhammed (sav) ümmeti günah işliyorlar, sonra tövbe ettikleri zaman, Allah-u Zülcelâl onları cennetine koyuyor. Ben günah işlediğim zaman Allah-u Zülcelâl üzerimden elbiselerimi aldı, Hz. Muhammed (sav) ümmeti günah işlediği zaman, Allah-u Zülcelâl onlara elbiseler veriyor. Benim tövbem ancak Kâbe’de, Allah-u Zülcelâl'in evinde kabul olundu, Allah-u Zülcelâl Hz. Muhammed (sav) ümmetinin tövbesini, dünyanın her yerinde kabul ediyor"

Bunlar bizim için ne kadar büyük nimetlerdir Allah-u Zülcelâl bizi, Hz. Muhammed (sav) ümmetinden yaratmış.Bizler de mahşer günü Peygamber Efendimiz (sav)'i mahzun etmemek için bir şeyler yapalım

Her bir şeyin hakikati vardır. Hakikaten bakarsak; Allah-u Zülcelâl'i sevmenin ve O'na âşık olmanın ne kadar büyük bir hazine olduğu, böyle apaçık meydandadır

Allah-u Zülcelâl ne kadar kerimdir, ne kadar azimdir Kullarına karşı ne kadar merhametlidir Daima her insanın O'na âşık olması haktır Eğer derin ve hakiki olarak düşünürsek, bunu görür ve biliriz

Peygamberimizin Yüce Ahlakı

İnsanlar için güzel ahlak hususunda en büyük rehber, Peygamber Efendimiz (sav)in ahlakıdır O, çok azim bir ahlak sahibi idi

Nitekim Allah-u Zülcelâl bir ayet-i kerimede; “Hakikaten sen büyük bir ahlak üzeresin” (Kalem 4) buyurarak, Peygamber Efendimiz (sav)in ahlakını övmüştür

Enes (ra) demiştir ki; “Resulullah, ahlak olarak insanların en güzeliydi. Onun on yıl hizmetinde bulundum Bana bir defa bile öf demedi. Yaptığım bir iş için; ‘Neden böyle yaptın’ yapmadığım bir işten dolayı da; ‘Şöyle yapsaydın ne olurdu’ dememiştir

Peygamber Efendimiz (sav)de bir hadis-i şeriflerinde; “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurmuştur

Diğer bir hadis-i şeriflerinde ise; “Bana en sevgili olanınız, kıyamet günü meclisime en yakınınız, ahlakça en güzel olanınızdır” (Tirmizi) buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz (sav) insanların en yumuşak huylusu idiNitekim bir hadis-i şeriflerinde; “Yumuşak huyluluk nerde bulunursa orayı süsler. Hangi şeyden de kaldırılıp alınırsa, ona utanma sebebi olur (Müslim)

Yine, “Allah, yumuşaklıkla muamele edicidir, yumuşak huyluluğu sever” (Müslim) buyurmuştur

O, insanların en cömerdi idi Yanında bir geceliğine de olsa bir dirhem veya bir dinar bırakmaz, muhtaç olan kimselere dağıtırdı. O, elbisesini diker, yatağını kendisi toplardı. Öyle bir hayanın sahibi idi ki, gözünü kimsenin yüzüne dikmezdi.

Çağrıldığı davetlere, fakir veya zengin ayırımı yapmadan icabet ederdi. Kendisine verilen çok küçük hediyeleri dahi kabul eder ve karşılığında oda hediye verirdi

Peygamber Efendimiz (sav) kızdığı zaman, Allah için kızar, kendi nefsi için asla kızmazdı. Açlıktan çoğu zaman karnına taş bağlardı. Önüne konulan yemeği geri çevirmezdi Bir yere yaslanarak ve masada yemek yemezdi.

O, insanların en alçak gönüllüsü idi. Sözü uzatmadan ve açık bir dille herkesin anlayacağı şekilde konuşurdu. Daima güler yüzlü idi. Dünya işlerinden dolayı asla endişeye düşmezdi.

Daima hastaları ziyaret ederdi. Parmağına gümüş yüzük takar ve güzel koku sürünürdü. Fakirlerle oturur, yoksullarla beraber yemek yerdi. Akrabaları ile ilgisini hiç kesmezdi

Kimseye eziyet etmez, özür dileyenin özrünü kabul ederdi.İnsanların gönlünü almak için şakalaşırdı. Ama daima hakkı söylerdi. Kahkaha ile gülmez, tebessüm ederdi

Yoksulları horlamaz, zenginlere zenginliklerinden dolayı saygı göstermez, herkese eşit olarak davranırdı.

Peygamber Efendimiz (sav) kendi nefsi için kimseye vurmamıştır. Yolda birisi ile karşılaştığında ilk olarak kendisi selam verir, bir ihtiyacı için yanına gelen kimseler, onun yanından ayrılmadan, oradan ayrılmazdı.

Bulunduğu her yerde daima Allah-u Zülcelal'den bahsederdi.Yanına gelen herkese ikramda bulunurdu.

Hiç öfkelenmez, bir şeye hemen rıza gösterirdi. İnsanlara karşı çok şefkatli davranırdı. Onun meclisinde, kimse sesini yükseltmezdi.

Peygamber Efendimiz (sav) insanların en tatlı sözlü olanıydı. Gayet açık konuşurdu. Sözlerinde fazlalık ve noksanlık bulunmazdı.Lüzumsuz olarak hiç konuşmazdı. Kötü söz konuşanlardan yüz çevirirdi.

Peygamber Efendimiz (sav) herhangi bir zorlukla karşılaştığında, o işi Allah'a havale eder, Allah-u Zülcelal'den yardım isterdi.

Peygamber Efendimiz (sav) yemeğe başlamadan önce; “Bismillah! Ya Rabbi! Bunu kendisiyle cennet nimetlerine ulaşılacak, şükrü ödenmiş bir nimet kıl.” (Tirmizi) Diye dua ederdi

Sıcak yemeği yemez ve şöyle buyururdu: “Allah bize ateşi yedirmemiştir. Onu soğutunuz.” (Beyhaki) Yemeği daima önünden yerdi. Soğan ve sarımsak yemezdi. Önüne gelen hiçbir yemeği kötülemezdi. Hoşuna giderse yer, gitmezse yemezdi.Bir şey içerken üç yudumda içerdi.

Peygamber Efendimiz (sav), elbisesini giyerken sağdan başlar, çıkarırken de soldan başlardı

O, kendisine bir zarar vereni bağışlama hususunda insanların en önde olanıydı. Mazeret beyan edenlerin mazeretlerini kabul ederdi.Peygamber Efendimiz (sav), insanların en cömerdi idi. Kendisinden bir şey istenildiği zaman asla, yok demezdi

Kurtuluş Ona Uymakta

İşte buraya kadar kısaca anlatmaya çalıştığımız, Peygamber Efendimiz (sav)in ahlakı, hepimiz için gerçek bir rehberdir. Her kim, denizden bir damla da olsa ahlakında O'na mutabaat yaparsa, kendisini düzlüğe çıkarmış olur.

Çünkü O'nun ahlakı, geceleyin ayın etrafı aydınlatması gibi, insanın önünü aydınlatır. Karanlıktan aydınlığa çıkarır. Kim O'nun ahlakı ile ahlaklanırsa, hem insanların yanında, hem de Allah-u Zülcelal'in yanında çok makbul olur.

İşte biz, böyle bir Zat'ın ümmetindeniz. Ondan çok hayâ etmemiz gerekir. Hz Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)in ahlakı gerçek bir rehberdir.

Hz. Peygamber'i ve Sadat’ı (ilmiyle amel eden âlim ve velileri) rehber yapmak suretiyle kalbimizi Allah-u Zülcelal'in önüne koyduğumuz zaman, O kalbimizi ıslah edecektir. Bunun için de gayret sarfetmemiz gerekir.

Evet, hepimiz belli bir yaşa geldik, acaba dünyadan ne anladık ve ne elde ettik.İşte şimdi hepsi bitti. Kalan ömür de aynen böyledir. Kalan ömür de bir gün bitecektir. Son olarak insanın elinde yaptığı amel kalacaktır. Ne mutlu o insana ki, salih amel işleyerek cennete müstahak olmuştur. Ne yazık o insana ki, günah işleyerek Allah'ın gazabına ve cehennem ateşine müstahak olmuştur

Son olarak kendime ve size tavsiyem şudur ki; gaflet uykusundan uyanalım. Hz.Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)in buyurduğu gibi gaflet, bir uykudur. İnsan uyurken gafletle uyursa, o gafletten dolayı manen hasta olur. Hastalık gitgide kötüleşir ve sonunda manevi olarak ölür. İşte bu duruma girmeden önce tedaviye devam etmemiz gerekir

Allah-u Zülcelâl, imandan ve Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)in mutabaatından, O’na uymaktan bizleri mahrum etmesin(Âmin)

İLİM MECLİSİNDEN SOHBETLER
 
Son düzenleme:
Üst Alt