Seyfullah Putkıran: Hem El- Hâfız Aclûnî hem de, Aliyy-ül Karî eserlerinde "Levlâke" sözü mânası itibariyla hadîs olmasa dahi, mânası itibarıyla doğru ve haktır demişlerdir.
Hadis olmasa dahi, hadis olmasa dahi, hadis olmasa dahi...
Acluni hadis değilidir diyecek...
Bu resule sav yapılan iftira olmayacak...
Peygamber s.a.v KUR'AN inmeye başladığında onu unutmamak için aceleyle tekrarlar ve unutmamak için sürekli tekrarlardı.Yüce ALLAH C.C ona bu şekilde aceleyle tekrarlayıp,zorlama diye dile getirmiş.Bunu açıklamak bize düşer derken kasıt yine PEYGAMBERR S.A.V AMA BİZ TÜM İNSANLARA BUNU NASIL AÇIKLARIZ.
İyide metin kardeş Resulüm deki: diye başlayan ayetlere bizdemi giriyoruz.bizdemi öyle demeliyiz.Yani bizemi hitap etmiş.
Furkan 7 Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!
BurdA kastedilen onlarda bizmiyiz şimdi madem kişilere bakmayacağız kişiye isnad değildir.Resulum deki deyince biz kendimizede pay çıkaracaz öyleyse yukarıdakini tüm insanlara nasıl mal ederiz.
(Hikmetin başı Allah korkusudur.) [İ.Asakir, Beyheki, İ.Süyuti] (Küçük cihaddan döndük, [nefsle olan] büyük cihada başladık.) [Deylemi, Beyheki, Hatibi Bağdadi, İ. Gazali, İ.Süyuti] (Kişinin dini, dostunun dini gibidir, kiminle dostluk ettiğinize dikkat edin.) [Ebu Davud, Tirmizi, Hakim, Askeri, İ.Süyuti] (Müminin niyeti amelinden hayırlıdır.) [Taberani, Hatibi Bağdadi, Ziya el-Makdisi] (Müminin firasetinden korkun, o Allah’ın nuru ile bakar.) [Buhari, Tirmizi, İ.Cerir, İ.Süyuti] |
"Levlake” hadisi
“Tasavvufta sık sık kullanılan ve kutsi hadis olarak da rivayet edilen, ‘Sen olmasaydın ben kainatı yaratmazdım’ (Levlake...) (Acluni, II: 164; Hakim el Müstedrek, II: 615) ifadesiyle” varlığın Hz. Muhammed için yaratıldığı anlatılır.
Emirdağ Lahikasındaki bir mektupta, “Levlake...” hadis-i kutsisine dair yazılan “Bu hitap zahiren Hz. Peygamber Aleyhissalatü Vesselama müteveccih ise de, zımnen hayata ve zevil hayata racidir”
Selam ve dua ile...
Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.) [Enbiya 107]
(Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.) [Sebe, 28]
(Senin için bitmeyen, sonsuz mükafat vardır. Elbette sen en büyük ahlak üzeresin) [Kalem 3-4]
o Resulu Enbiya'nın (s.a.v.) manevi şahsının alçaltılmak istenmesine engel olmak için yapıyorum
Selamın Aleyküm metin mete; Allah (cc) razı olsun bu söylediğinizi gıyabımızda dua olarak da yaparsanız (Ya Rabbi bunları iftiraları içinde kalamalarını nasip et), lütfen bildirin, "amin" demek istiyorum. Çünkü bütün hepsi olmasada, bu konularla ilgili bütün fikirlerinizi "La" diyerek kesin bir şekilde red ediyorum. Ve Yüce Rabbül Alemin'e (cc) ve Resulu'ne (s.a.v.) sizin deyiminizle; iftiralarıma devam edeceğim!Sizler her konuda IFTIRACISINIZ
"levlâke ve mâ halaktül-eflâk" (Kuds-i Hadis)
Elhamdülillah iman ettim bu sözün doğruluğuna. Ve hatta bunun Resule yapılan iftira olduğunu söyleyenlerin (kabız beyinlilerin) (mecazen) gözlerinin içine baka baka yapıyorum bunu. Allah (cc) ve Resulu'nun (s.a.v.), ahirette benden davacı olup, hesap soracaklarını bile bile yapıyorum bunu. Ve o derece iştiyakla yapıyorum ki, anlatmamamın ve nedenlerinin ortaya konulacağı Huzur'u İlahi de davacı olma hakkımdan da Resulullah (s.a.v.) aşkına hürmeten vazgeçerek yapıyorum bunu. Ve bunu açıklamak ile Resulullah'ın (s.a.v.), "ben kuru et parçası yiyen bir kadının oğluyum" diyecek kadar, mütevaziliğini ortaya koyan, amma yeri geldiği zaman da hak olanı ve doğru olanı konuşması açısından Allah'u Zülcelal tarafından misak alındığı için söyleme cesareti gösteren o Resulu Enbiya'nın (s.a.v.) manevi şahsının alçaltılmak istenmesine engel olmak için yapıyorum bunun. İbn-i sebelerin çoğalıp cirit attığı, sap ile samanın bir arada değerlendirildiği, günümüzde insanların artık "yok mu senin bir bekçin ? kimi beyaz diyor, diğeri ak olduğunu idda ediyor. Hangisi hak hangisi batıl" diye feryat eden insanların yoğun olduğu dönemde haykırıyorum bunu: Bu Kuds-i hadistir! Kuds-i Hadise de geç bu masalları diyen bir zihniyetede taaccüp etmeden yapıyorum. Ve bunu şu aşağıya aldığım ve defalarca okuyarak yüceliğine iman ettiğim, her seferinde anlam denizlerinde kendimi kaybettiğim ayetler ışığında, bir kez daha ilanen bağırarak söylüyorum;
"Uydurduğu yalanı Allah'a isnad eden veya kendine bir şey vahyedilmemişken 'bana vahyolunuyor!' diyen kimseden, bir de 'Allah'ın indirdiği ayetler gibi bende indireceğim' demekte olan kimseden daha zalim kim olabilir? Görsen o zalimler ölüm dalgaları içinde boğulurken, melaike ellerini uzatmış 'Çıkarın' diye;'canlarınızı!'. Bugün zillet azabıyla cezalanacaksınız; çünkü Allah'a karşı hak olmayanı söylüyordunuz ve çünkü Allah'ın ayetlerinden istikbar ediyordunuz (büyüklenerek yüzçeviriyordunuz)" En'am : 93
"Celalim hakkı için, işte geldiniz bize teker teker ilk defa yarattığımız gibi ve o size bahşedip hayaline daldırdığımız servetleri arkalarınızın gerisine bıraktınız! Hani o sizin mevcudiyetinizde şüreka olduklarını zu'm(zann)ettiğiniz şefaatçılarınızı da yanınızda görmüyoruz? Gördünüz ya aranızdaki rabıtalar (bağlar) didik didik koptu ve o zu'mettiklerinizin hepsi sizden kaybolup gitti!" En'am : 94
Hani o size haberi gelen koskoca bir peygamber vardı, adı Hızır (a.s.), bildiniz. Halen yaşadığını da size bildirdiler. Amma hangi yol ile.? Sizin tabiriniz ile) Tevatür nevisinden bir yol mu, yoksa ayetler ile mi ? Varmı bu konu ile ilgili en ufak bir ayet ? Yok! aramayın Hızır olarak geçmez bu. Amma dersen ki Musa'nın (a.s.) hocası kimdir ? Varmı bu Kur'an'da böyle bir kişi ? Geçiyormu dersen; işte o zaman al deriz! Al ve oku kitabını ! "Yarın hesap görücü olarak sana kendi nefsin yeter" deriz. Bak bakalım Hızır geçiyormu, geçmiyormu: ""Katımız'dan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve Tarafımız'dan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul..." Kehf Suresi: 65 Kim şimdi bu ? Bu bizzat Musa (a.s.) öğretmenliğini yapan bir alim. Kim bildirdi peki bunu size? Kur'an mı ? Yapmayın, komik olmayın! vallahi sinirden gülecek halim yok. İlla bir şeye inanmak için bu ahmettir bu mehmettir mi denilecek. Diyeceksiniz ki, Allah Kur'an da her şeyi bildirmiştir. "Bu apaçık bir Kur'an'dır" demiştir. Değil mi ? Peki, bu ayete nasıl bir açıklama yapabileceksiniz ? "Bir de sana Ruh'tan soruyorlar. De ki; Ruh Rabbimin emrindendir ve size ilimden ancak az bir şey verilmiştir!" İsra: 85
Hani her şey açık ve netti. Gerçekten sizler gülünçsünüz.
Şimdi; bu konuda ayet olup olmaması neden bu kadar önemli ? İlla kitabı mı baz alıyorsunuz. O halde inandığınız kitabın sahifelerini bir büyüteç ile elinize alın bakalım, bu saydıklarımızın hangileri geniş geniş "beyyineler ile" açıklanmıştır, önden buyrun!