Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Alemler Hz. Muhammed İçin Mi Yaratıldı?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Allahü teâlâ, Peygamber efendimiz için, (Eğer sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım) buyuruyor.

Âdem aleyhisselam, Arş'ta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak teâlâ buyurdu ki: (Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Allahü teâlâ yine buyuruyor ki:
(Ya Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismi ile her ne isteseydin, kabul ederdim. O olmasaydı, seni yaratmazdım.) [Hakim]


(Ey Resulüm, İbrahim'i halil [dost], seni de habib [sevgili] edindim. Senden daha sevgili hiç bir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua etti. Allahü teâlâ ise, [ne cevap vereceğini bildiği halde, cevabını da diğer insanların duyması için] "Ya Âdem, onu henüz yaratmadım. Nereden bildin?" buyurdu. Âdem aleyhisselam da, Arşta "La ilahe illallah Muhammedün Resulullah" yazılı olduğunu gördüm. Anladım ki, şerefli isminin yanına ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın ismini layık görürsün dedi. Allahü teâlâ buyurdu ki: "Ya Âdem doğru söyledin. O bana insanların en sevgilisidir. Onun hürmetine dua ettiğin için seni affettim. Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım") [Taberani]


(Allahü teâlâ, İbrahim'i halil edindiği gibi beni de halil edindi.) [Mevahib-i ledünniyye]

Şu halde Peygamber efendimiz hem habibdir, hem halildir.
(Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım) kudsi hadisi, Marifetname'nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhani hazretlerinin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13. sayfasında ve imam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat'ının 122. mektubunda vardır.

Mektubat'ın farisi haşiyesinde, bu hadisin Deylemi'nin Firdevsi'nde bulunduğu bildirilmektedir. Deylemi de, Buhari ve diğer muhaddisler gibi, meşhur ve muteber bir hadis âlimidir.

Mektubat-ı Rabbaninin 3.cildinde, (Sen olmasaydın Cenneti yaratmazdım), (O olmasaydı kâinatı yaratmaz, rububiyetimi izhar etmezdim) kudsi hadisleri de bildirilmektedir.

Mirac'da Allahü teâlâ, Peygamber efendimize, (Senden başka her şeyi senin için yarattım) buyurunca, Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem de, (Ben de senden başka her şeyi senin için terk ettim) dedi. (Mirat-i kâinat) denilmektedir."
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
İnanç konuları dinin sahibi tarafından belirlenir, açık, anlaşılır ve kesin deliller ile ortaya konularak herkesin inanması istenir. İnanç konusunda zanna ve zanni delile yer yoktur. Bu nedenle itikadın tamamı sübut-i kat'i ve delalet-i kat'i olan Kur'an ayetlerinden başka bir delile dayandırılmaz. Bunun anlamı şu demektir: Bizi inanç olarak ilgilendiren bir konu mutlaka Kur'an'dan olacak ve ayetin delaleti de açık ve anlaşılır olacaktır. Bu özelliklere sahip olmayan bir delil ile ifade edilen bir şeye inanmak zanna tabi olmaktır. Müslümanlar zandan şiddetle sakındırılmış ve "zan gerçekten hiçbir şey ifade etmez "(53/28) buyurulmuştur.

Sorunuza sebep olan nakillerin hepsi Kur'an-dışı rivayetlerden oluşmaktadır. Bu rivayetler kimden gelirse gelsin zannidir. Hadis adı altında nakledilen bu rivayetler, peygamber sözü olmaya mani illetler taşımaktadır. Adına Kutsilik eklemekle bir söz kutsi olmaz. Allah'ın elçisine vahyettiği Kur'an'a uygun olmayan bir anlayışı Kur'an-dışı bir yolla söylemesini düşünmek mümkün değildir. Bu anlayışların hiç birisini onaylayan bir ayet bulmanız da mümkün değildir.

Öncelikle, "sen olmasaydın, alemi yaratmazdım" sözünün hadis bile olmadığını söyleyen Molla Aliyyü'l-Kari, "Mevzuat'ül-Ulum" isimli eserinde "levlake lemma halaktül eflak" (sen olmasaydın eflaki/alemi yaratmazdım) metniyle zikretmekte ve "böyle bir hadis metnine rastlanmamıştır" kaydını ilave etmektedir. Yani sözün aslı mevzudur. İslam dünyasında Müslümanların dillerine dolayıp durdukları, birilerini övmek için nice meşhur olmuş sözlerin durumu yakından ele alındığında gerçekleri görmek mümkün olacaktır.

Ne gariptir ki, Allah'ın elçisine bizzat vahyetmiş olduğu kitapta ne Hz. Muhammed (as) için, ne de diğer peygamberlerden biri için buna benzer bir ifade bulmak mümkün değildir. Bizzat peygamberimizin yaptığı hatalarını zikredilerek düzeltilmesine (Tahrim/1-5, Abese/1-10) yer verilirken, Kur'an'da bu tip övgülere yer verilmemesini düşünmeli değil miyiz? Bu tip övgülerin Kur'an'da olmamasının nedeni, bu anlayışların gerçeklerle alakasının olmadığındandır. Allah kitabını tavsif ederken:
"Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı, onda birçok çelişkiler bulurlardı." (4/82)
"Ey insanlar! Rabbinizden size kesin bir delil geldi; ve size aydınlatıcı bir nur indirdik." (4/174) demektedir.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
İşte gelen bu kesin delilde Allah peygamberi için şöyle buyuruyor:
"Ey Resulüm! Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik." (21/107) Bu ayet "Sen olmasaydın alemi yaratmazdım" anlayışı ile bağdaşmaz, aksine çelişki arz eder. Allah bütün elçilerini insanlık alemine olan merhametinden göndermiştir. Bu nedenle bütün elçiler onun rahmetinin eseri ve gönderildiği aleme rahmettir. Bu konuda hepsi eşittir ve aralarında bir fark yoktur. (2/136) "Onlara deyin ki; 'Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene; Musa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer peygamberlere Rabbleri tarafından verilene inanırız. Onlar arasında ayırım yapmayız. Biz Allah'a teslim olanlarız.' " (2/136) Bu konuda peygamberler ve müminler de farklı değildir. İman edenlerin hepsi aynı inancı paylaşırlar:

"Peygamber, Rabbi'nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti. Müminlerin de, hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. "Biz Allah'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır." dediler." (2/285)

Bunlarla beraber Muhammed (as)'ın da bu elçilerden bir elçi olduğunun, muhtelif ayetlerle anlatıldığını görüyoruz:
"Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler gelip geçti. Şimdi o, ölür veya öldürülürse, siz gerisin geriye mi döneceksiniz? Her kim geri dönecek olursa, kesinlikle Allah'a bir zarar veremeyecektir. Fakat Allah, şükredenleri yakında mükafatlandıracak." (3/144)

"De ki: 'Ben kendi kendime Allah'ın dilediğinden başka herhangi bir yarar ya da zarar sağlamaya malik değilim. Eğer ben bütün gaybı bilseydim, daha çok hayır yapardım ve kötülük denilen şey yanıma uğramazdı. Ben ancak iman edecek bir kavmi uyarmak ve müjdelemek için görevli bir peygamberim.' " (7/188)

Yine O'nun insanlardan bir insan olduğu ise şöyle beyan ediliyor:
"De ki: "Ben, sadece sizin gibi bir insanım, ancak bana tanrınızın bir tek tanrı olduğu vahyolunuyor. Onun için hep O'na yönelin ve O'nun bağışlamasını isteyin; vay haline o ortak koşanların." (41/6)

"De ki: Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahyolunana uyarım. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?" (6/50)

"De ki: 'Ben peygamberlerin ilki değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyuyorum. Ben, sadece açık bir uyarıcıyım.' " (46/9)

Peygamberi hala yaşatarak toplantılarına çağıranlara, ortaya koydukları anlayışlarının tasdikçisi olarak gösterenlere de şu ayetler cevap veriyor:
"Ey Muhammed! Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, sen ölürsün de onlar baki kalır mı? Senin ölmenle rahata kavuşacaklarını mı sanıyorlar?" (21/34)

"Eğer (Peygamber) Bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı, elbette onu kıskıvrak yakalardık. Sonra onun can damarını koparırdık (onu yaşatmazdık). Hiçbiriniz buna mâni de olamazdınız." (69/44,45,46,47)

"Biz, senden önce de peygamberleri başka türlü göndermedik, kuşkusuz onlar da yemek yiyorlar ve çarşılarda yürüyorlardı. Bir de kiminizi kiminize bir imtihan aracı yaptık ki, bakalım sabredecek misiniz? Rabbin, her şeyi hakkıyla görendir." (25/20)
 

Çilekeþ

New member
Katılım
10 Tem 2007
Mesajlar
243
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
33
Konum
Ýslambol
Allah (C.C.) Razı Olsun . Mehmet Emin Ay - O gece sendin gelen ilahisinin bir kısmında bahsediyor bunlardan ; '' ismi gokde Ahmet , Yerde Muhammed(s.a.v) olan '' vs..
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net

          Ortalanmis Mesaj         

Başta bu hadis-i kudsinin kaynağını vereceğiz. Ayrıca bu hadis-i kudsinin manası ve hakikatını vereceğiz.

"Levlâke" hadîsinin kaynakları şudur
El-Leali-l Masnua Suyutî 1/272; >-; -Esrar-ül Mertüa Aliyy-ül Kari sh: 295-296; aynı eser Tahkik Muhammed Said Zalûl sh: 194; El- Feraid-ül Mecmua fevkani sh: 326; Keşf-ül Hafâ-Aclunî 2/164; Şerh-üş Şifa Aliyy-ül Karî 1/6

Hem El- Hâfız Aclûnî hem de, Aliyy-ül Karî eserlerinde "Levlâke" sözü mânası itibariyla hadîs olmasa dahi, mânası itibarıyla doğru ve haktır demişlerdir. Aynı kanaati İbn-i Teymiyye dahi fetva kitabı 10/ 96-98'de izhar etmiştir.

Divan ve tasavvufki kitaplarından me'haz olarak bir kaçının tda ismini veriyoruz:
Levami-ül Ukul Ni'metullah bin Veli sh: 15: Divaın-ı Mevtana Câmî sh: 4; Divan-ı Şeyh Ahmed-i Cezerî 1/190 ve hakeza Divan-ı Mevlâna Hâlid, Mektubat-ı Imam-ı Rabbanî ve bütün bunların yanında umum ümmetin telâkki-i bil-kabulü

"Levlâke" hadîsinin hakikatı şudur

Kainattaki bütün kemalatın menşei ve esası nur-u Muhammedidir. Her şey, kemalini ve cemalini O’nunla buldu. Sorduğunuz soruya iki şekilde cevap verilebilir.

1- anlaşılmaz bir kitap muallimsiz olsa manasız bir kağıttan ibaret kalır. Allah bu dünyayı ve içindekileri, kendi cemalini ve kemalini görmek ve göstermek için yarattı. Cemalini ve kemalini göstermek istediği şuur sahibi mahlukatın başında da, insan gelmektedir. Kendisi kendine layık bir şekilde cemal ve kemalini tefekkür etmektedir. Fakat insan dediğimiz mahlukun, Allah’ın istediklerini kendi başına anlaması mümkün değildir.

Madem kainat insan için yaratılmış, ve madem insan yalnız başına İlahi hakikatı anlaması mümkün değildir. Öyleyse insanların nazarını mahlukattan ve masivadan çekecek Peygamberler olacaktır. Bu peygamberlik makamı, Allah’ın en çok sevdiği insanlardan oluşacaktır. Bu peygamber dediğimiz seçkin insanların arasında da vahiyde belirtildiği gibi, en sevgili kul ve en şerefli kişi Hz. Muhammed’dir( a.s.m).

2- Hz. Muhammed ( a.s.m)in duası, bu kainatın yaratılması için bir sebeptir. Yani Asrımız alimlerinden Bediüzzaman Said Nursi’nin ifadesiye “Allah, ezeli ilmiyle Peygamberimizin, kainatın ve cennetin yaratılması hususunda ki ısrarlı ve ihlaslı duasını kabul etti ve bu kainatı halk etti”. İşte O’nun bu duası olmasaydı Allah kainatı ve içindekileri yaratmazdı.

Çünkü O zat (a.s.m) bütün enbiyanın seyyididir, bütün evliyanın reisidir. O geldikten sonra dünya rahata kavuştu. Bu noktadan O’na olan sevgi, başka bir sevgidir. Fakat madem Allah’ın zatı mahlukatın zatına benzemez. Ve hadsiz derecede mükemmel ve alidir. Elbette sıfatları da benzemez. Yani ilmi, iradesi, kudreti ve muhabbeti de mahlukatın sıfatlarına benzemez. Allah’ımızın Peygamberimize olan muhabbetini aklımızla anlamamız mümkün değildir. Çünkü Allah’ın ne sıfatlarını, ne zatını ne de fiillerini aklımız almıyor. Elbette muhabbet-i ilahiyeyi de anlamamız iktidarımız haricindedir.

“Nur-u muhammedî” ne demektir?

“Allah göklerin ve yerin nurudur (onları varlık nuruna kavuşturandır)” (Nur suresi, 35)

Nur, her çeşit karanlığın, zulmetin zıddı.
İlim nurdur; cehalet karanlığını yok eder.
Hidayet ayrı bir nur; dalâlet onunla ortadan kalkar.
İman da nurdur, küfür karanlıklarını mahveder.
Her nur bir zulmeti giderir ve bir hakikati gösterir.


İşte, bu âlem yaratılmazdan önce her şey yokluk karanlığında idi. Cenâb-ı hakk lütuf ve ihsanıyla bu karanlığa son verdi ve bütün varlıklara çekirdek olacak ilk mahlûkunu yarattı. Bu varlık nur-u muhammedî idi

“Allah’ın ilk yarattığı şey benim nurumdur” hâdis-i şerifi üzerinde biraz durmak gerekiyor. Çünkü, bu konuda bir takım yanlış yorumlar yahut yersiz itirazlar eksik olmuyor.
Bilindiği gibi canlıların bütün karakterleri genetik şifrelerinde yazılı. Bu yazı, kader kalemiyle işlenmiş bir ilâhî program. Bir tohumdaki şifrede ne ağacın şeklini, ne gövdesinin sertliğini, ne yaprağının yeşilliğini, ne de meyvesinin tadını bulabilirsiniz. Dna’da bütün bu özellikler baz sıralaması şeklinde yazılı, ama o program ne serttir, ne yumuşak; ne yeşildir, ne kırmızı. Bunların hepsi o şifrede bir plan, bir program olarak mevcut, ama ağacın bütün özelliklerini o şifrede aynen bulmaya çalışmak da boş bir çaba. Bu noktayı dikkate almadan, bütün mahlûkatın nur-u muhammedî’den yaratılışını düşünen adam, yıldızlarla, ormanlarla, denizlerle bu nur arasında bir benzerlik kurmaya kalkışır ve aldanır.

Bizim yaptığımız planlar da bir yönüyle öyle değil mi? Bir evin bütün bölmeleri plandadır, ama plandaki mutfakta yemek pişiremezsiniz.

“nasıl esmada bir ism-i azam var, o esmanın nukuşunda dahi bir nakş-ı azam var ki, o da insandır” ( sözler ) İsm-i azam, bütün isimleri içine aldığı gibi, nakş-ı azam olan insan da bütün varlık âleminde tecelli eden isimlere mazhar. “bir şey mutlak zikredilince kemâline masruftur” kaidesince, insan denilince de insanlık âleminin en ileri ferdi ve risalet semasının güneşi olan hz. Muhammed (a.s.m.) akla gelir.

Bütün ilâhî isimler ilk defa nur-u muhammedî de tecelli etmişler. Meselâ, onda muhyi isminin tecellisi var ve o nur hayat sahibi. Sonraki safhalarda yaratılacak olan bütün hayatlar, ilk defa onda tecelli eden bu ismin ayrı tezahürleridir. O nurlu hayat, bütün hayatların başlangıç noktası ve çekirdeğidir. Ama, bütün hayat çeşitleriyle resulullah efendimizin (a.s.m.) o pak ve münezzeh ruhu arasında bir ilişki kurmaya kalkışmanın da yanlışlığı ortadadır.

Bir başka misâl: muhafaza etmek, hıfzetmek bir ilâhî fiil.

Nur-u muhammedî de hafiz ismi de tecelli etmiş ve daha sonra yaratılacak “levh-i mahfuza”, “çekirdeklere”, “yumurtalara”, “nutfelere” ve nihayet “hafızalara” bir çekirdek gibi olmuş.

“mukteza-yı hikmet, şu şecere-i hilkatin de bir çekirdekten yapılmasıdır. Hem öyle bir çekirdek ki; âlem-i cismanîden başka, sair âlemlerin numûnesini ve esasatını câmi' olsun.” (sözler)

Vahdetü’l-vücut meşrebinin sahibi Muhyiddin arabi hazretlerine göre, ebede kadar yaratılacak bütün varlıkların mahiyetleri (kendi ifadesiyle ayan-ı sabiteleri), tâbiri caizse nuranî bir çekirdek halinde, Allah’ın ilminde mevcuttu. Bütün mahiyetleri icmalen taşıyan bu ilk taayyün mertebesini muhyiddin arabî hazretleri, “hakikat-ı muhammediye”, “âlem-i vahdet”, “vücud-u icmâli”, “nur-u muhammedî” gibi isimlerle dile getiriyor.

Buna göre, nur-u muhammedî, bütün mahiyetlerin ortak ismidir ve eşyanın yaratılmasıyla bu mahiyetler ilim dairesinden kudret dairesine geçmişlerdir.
imam-ı rabbanî hazretleri de şöyle buyurur:

“hakikat-i muhammediyeden terakki vaki oldu mânâsında yazdığım cümleye gelince, bu hakikatten murat, o hakikatin zıllıdır ki o hakikat için “hazret-i ilmin icmâlinden ibarettir” demişler ve “vahdet” tabirini kullanmışlardır.”(mektûbat c. 2)

Âlem-i vahdet, muhyiddin arabî hazretlerinin ilk taayyün mertebesine verdiği dört isimden birisi.

Bilindiği gibi vahdet birlik mânâsına geliyor, kesret ise çokluk. Çekirdekte vahdet vardır ve bu vahdetten kesret doğmuştur. Onlarca dal, yüzlerce meyve, binlerle yaprak kesreti ifade ederler ve bu kesret âlemi bir vahdetten doğar. Sonsuz yıldızların kaynaştığı sema, yine sonsuz canlıların oynaştığı yer yüzü, sayısını bilemediğimiz melekler âlemi ve daha nice varlıklar hep kesreti ifade ederler ve bunların tamamı âlem-i vahdetten, nur-u muhammedî’den doğmuşlardır.

Nur külliyatından önemli bir ipucu: “muhakkak, semavat ve arz bitişik idiler, biz onları ayırdık” meâlindeki âyet-i kerime’nin değişik tefsirleri nazara sunulduktan sonra şu mânâya da yer verilir:

“mezkûr âyetin tabaka-i avama ait safhasının arkasında şöyle bir safha da vardır ki: nur-u muhammediyeden (a.s.m.) yaratılan madde-i aciniyeden, seyyarat ile şemsin o nurun macun ve hamurundan infisâl ettirilmesine işarettir.” Mesnevî-i nuriye

Bu ifadelerden anlaşıldığı gibi, bu hikmet âleminin yaratılış çekirdeği olan nur-u muhammedî’den âlem safha safha yaratılmış. Bütün fizik âleminin, semavat ve arzın yaratılışı da bu kaide çerçevesinde gerçekleşmiş. Bu nurdan, bir “madde-i aciniye” yaratılmış ve bu öz macun, bu şifre mahlûk; göklerin ve yer küremizin yaratılmasında esas olmuş.

“Allah’ın ilk yarattığı şey, benim nurumdur” hadis-i şerifinin devamında âlemin yaratılış safhaları sırayla, kalem, levh, arş, hamele-i arş olan melekler, kürsi, diğer melekler, gökler, yerler... Şeklinde ifade edilir. Belki de, göklerin ve yerlerin yaratılmasından önceki safhalarda, yaratılış doğrudan doğruya nur-u muhammedî’den gerçekleştirilmiş, bu safhada ise nur-u muhammedî’den bir öz madde yaratılmış ve göklerin ve yerin yaratılmasında bu çekirdek esas olmuştur. Her şeyin bir sebebe bağlandığı bu hikmet dünyasında, şu görünen âlemin başlangıcının böylece takdir edilmiş olması ilâhî hikmete en uygun olanıdır.

Maddenin nurdan yaratılması garip karşılanmamalı. Nitekim madde dediğimiz şeyin, aslında, kesifleşmiş bir enerji olduğu bilinmektedir. Atomun, parçalandığında enerjiye dönüşmesi, işin temelinde kuvvet ve kudretin bulunduğunu gösterir. Bunlar ise kesif ve maddî değil, lâtif ve nuranîdirler.
“melekler nurdan yaratıldı. Cinler ise dumanlı alevden yaratıldılar” hâdis-i şerifi cinlerin de nur-u muhammedî’den doğrudan yaratılmayıp bir başka şekilde, yahut bir başka safhada var edildiklerini bize ders verir.

“hiçbir şey yoktur ki onu hamd ile tesbih etmesin” meâlindeki âyet-i kerimeye göre, her şey Allah’ı bilmekte, hamd ve tesbih etmektedir. Kâinatın gerek ilâhî ilimdeki ilk icmâline, gerek şehadet âlemine çıkışındaki o çekirdek varlığa “nur-u muhammedî” denilmesinden anlaşılıyor ki, Allah’ı bilmede, onu hamd ve tesbih etmede en ileri mertebe Allah resulüne (a.s.m ) aittir. Bütün ilâhî isimlerin en ileri mertebesine de, o (a.s.m.) mazhardır. Kâinatın yaratılmasından asıl gaye o’dur. Diğer varlıkların yaptıkları bütün ibadetler, erdikleri bütün marifetler ve zevk ettikleri bütün muhabbetler onun yanında ancak bir gölge gibi kalır.

“hem ism-i âzama mazhar olan resul-i ekrem aleyhissalâtü vesselâm'ın bir âyette mazhar olduğu feyz-i ilâhî, belki bir peygamberin umum feyzi kadar olabilir.” Sözler

Demek ki, o ilk yaratılışta ruh-u muhammedînin ulviyeti, parlaklığı ve berraklığı diğer bütün mahiyetleri âdeta gölgede bırakmış ve o ilk çekirdek varlığa nur-u muhammedî denilmiş.



 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Alemler Hz. Muhammed İçin Mi Yaratıldı?

11/7: O'nun arşı su üzerinde iken amel bakımından hanginizin daha iyi olduğunu denemek için gökleri ve yeri altı günde yaratan O'dur. Andolsun onlara: 'Gerçekten siz, ölümden sonra yine diriltileceksiniz' dersen, inkâr edenler mutlaka: 'Bu, açıkça bir büyüden başkası değildir' derler.

67/2: O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.

51/56: Ben, cinleri ve insanları sadece bana ibadet etsinler diye yarattım.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net

          Ortalanmis Mesaj         


“De ki: Allah’i seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günâhlarinizi bagislasin…” (Âl-i imrân, 31)

“Andolsun, Allah’in rasûlünde sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavusmayi umanlar için ve Allah’i çok ananlar için güzel bir örnek vardir.” (Ahzâb, 21)

“Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarici olarak gönderdik; fakat insanlarin çogu bilmezler.” (Sebe, 28)

“Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah’in âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti ögreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmustur. Halbuki daha önce onlar apaçik bir sapiklik içinde idiler.” (Âl-i imrân, 164)

“Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ, 107)


 

__BODOM

New member
Katılım
25 Kas 2006
Mesajlar
241
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
44
aklımızı çalıştırmayarak eskilerin söylediklerini zamanüstü kabul ederek kendimiz yeni fikirler üretmeyerek gelişebilirmiyiz? Atalarımızın her söylediğini hatasız olarak görüp onları taklit ederek Allah ın rızasını kazanabilirmiyiz
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
aklımızı çalıştırmayarak eskilerin söylediklerini zamanüstü kabul ederek kendimiz yeni fikirler üretmeyerek gelişebilirmiyiz? Atalarımızın her söylediğini hatasız olarak görüp onları taklit ederek Allah ın rızasını kazanabilirmiyiz

acaba aklımızla atalarımızın söylediğini kabul ediyorsak sorun olabilir mi? amacımız taklidi imanı tahkiki imana çevirmek, islam reforma uğramaz, yeniden yapılandırılamaz, Allahın kanunları değişmez, atalarımıza uyumayıp ne yapalım? namazı farklımı kılalım? orucu ramazanda değil şabana mı alalım?
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Biz buna hayır dersek inanız kardeşlerim,bu bir saygısızlık olur.Ama buna evet dersek bir şekilde bunun hakikat payının olduğunu görürüz,ister Alemlerin yaratışındaki o Muhammedi muhabbetin nazarından bakalım,İstesek yaratılmış bu alemin süreci bakımından biz insana bakan yönüyle bakalım,istersek bu şecere-i alemin neticesinde verdiği mükemmel ve örnek meyvesi cihetinden bakalım,Hz. Muhammed sav. önemi,yeri,makamı,amacı bundan aşağı değildir.Gönül huzuru ile söylemeliyiz ki O Hatemül enbiya s.a.s olmasa idi,Bu alemde olmazdı,Muhammedi ruh,aşk,amaç,netice bu alemdende alidir,inşallah..!
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
Levlake hadisi, hadistir; ancak Rasulullah (sav)'ın hadisi değildir...
Uydurma olduğu aşikardır...
Keşful Hafa'da "sanani uydurmadır, dedi"...
Acluni, hadis olmasa'da anlamı sahih'tir demektedir...
Hadis olmayan bir şeye hadis demek doğru değildir, Allah'a ve Rasulüne (sav) iftiradır...
Nuru Muhammedi efsanesi bağlamında uydurulmuş olup, bazı mutasavvıflar tarafında keşf yolu ile sahihlenmiştir ki hadis ilminde böyle bir şey mümkün değildir...İhtimal dahilindedir ki bir mutasavvıf Allah'dan hikayet etmiştir!!!
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet

          Ortalanmis Mesaj         



“Nur-u muhammedî” ne demektir?

“Allah göklerin ve yerin nurudur (onları varlık nuruna kavuşturandır)” (Nur suresi, 35)

Nur, her çeşit karanlığın, zulmetin zıddı.
İlim nurdur; cehalet karanlığını yok eder.
Hidayet ayrı bir nur; dalâlet onunla ortadan kalkar.
İman da nurdur, küfür karanlıklarını mahveder.
Her nur bir zulmeti giderir ve bir hakikati gösterir.

İşte, bu âlem yaratılmazdan önce her şey yokluk karanlığında idi. Cenâb-ı hakk lütuf ve ihsanıyla bu karanlığa son verdi ve bütün varlıklara çekirdek olacak ilk mahlûkunu yarattı. Bu varlık nur-u muhammedî idi







Önce benim cevabimi kim sildi ise hicte dogru yapmamistir.Nedeni benim cevabim acik ve net bir dille yazilmisti.Yine soruyorum neden ayetlerle desteklemedin?Bi ayet vermissin konuyla hic alakasi yok.Ikinci cevabindaki ayetlerinde bu konuyu ne uzaktan nede yakindan ilgili.Birazcik insaf edinde hic bir delili olmayan ayetleri bu konuyu dogrulayici olarak yazmayin.Benim istedigim tek bir ayet kainati kim icin yartmis bu kadar basit bir soru?Varsa verin yoksa rivayetleri neden delil yapiyorsunuzki?
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
acaba aklımızla atalarımızın söylediğini kabul ediyorsak sorun olabilir mi? amacımız taklidi imanı tahkiki imana çevirmek, islam reforma uğramaz, yeniden yapılandırılamaz, Allahın kanunları değişmez, atalarımıza uyumayıp ne yapalım? namazı farklımı kılalım? orucu ramazanda değil şabana mı alalım?



Selamün Aleyküm,Taklidi iman?Gercegi varken nereden icab eder anlamiyorum..Islamda reform olmaz ?Katiliyorum cünki bunu Alemlerin Rabbi tastik ediyor,Hemde her türlü eksiltme veya cogaltmaya karsi.Evet simdi atalara uymayip ne yapalim?Bunu Allaha sordunmu Seyfullah?Allahin kitabinda sana cok cevap var..Kimse sana namazi farkli kil demiyor sadece Allah diyorki namazi kilin namaz sizi kilmasin öyle degilmi?Yani namaz acik var iken illaki taklitle ne ugrasiyoruzki iste Orjinali.Ha diyorsunki ya zaten hadisten aliyorsunuz?Bizim iddiamiz yok neden?Cünki Namaz Ibrahimden beri gelen bir uygulama sadece degisen Kuranin gelmesi ile sadece Kurandan okumak gerisi daha öncede yazmistim Musevi ve Isevilerdede var cok az olmasina ragmen var.Orucu Ramazanda degilde Sabandami tutalim diyorsun gel sen o konuya girmeyelim Ha?Cünki uzundur anlatmak bakarsin makaslanir yazilarimiz...
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Selamün Aleyküm,Taklidi iman?Gercegi varken nereden icab eder anlamiyorum..Islamda reform olmaz ?Katiliyorum cünki bunu Alemlerin Rabbi tastik ediyor,Hemde her türlü eksiltme veya cogaltmaya karsi.Evet simdi atalara uymayip ne yapalim?Bunu Allaha sordunmu Seyfullah?Allahin kitabinda sana cok cevap var..Kimse sana namazi farkli kil demiyor sadece Allah diyorki namazi kilin namaz sizi kilmasin öyle degilmi?Yani namaz acik var iken illaki taklitle ne ugrasiyoruzki iste Orjinali.Ha diyorsunki ya zaten hadisten aliyorsunuz?Bizim iddiamiz yok neden?Cünki Namaz Ibrahimden beri gelen bir uygulama sadece degisen Kuranin gelmesi ile sadece Kurandan okumak gerisi daha öncede yazmistim Musevi ve Isevilerdede var cok az olmasina ragmen var.Orucu Ramazanda degilde Sabandami tutalim diyorsun gel sen o konuya girmeyelim Ha?Cünki uzundur anlatmak bakarsin makaslanir yazilarimiz...

şimdi namazı atam gibi kılmamda sakınca varmı? siz bana itiraz edemezsiniz çünkü içinize yatan gibi kılıyorsunuz aslında sizin bizim düşüncelerimize karşı gelme hakkınızda fikren yok en kötü ihtimal o sizin yorumunuz buda bizim yorumumuz sizde haklısınız bide haklıyız diyebilirsiniz, çünkü içinde bulunduğunuz düşünce tarzı bize muhalif olabilicek bilgiyi içinde barındırmıyor, şöyleki ortada bir namaz kıl emri var, şimdi biz namaz kılmazsak itiraz edebilirsiniz, ama kılış şekilimize bir şey söyliyemezsiniz sabit bir şekli sizin düşüncelerinizde yok dileyen dileidği gibi kılmakla özgür dersiniz ya kişi bildirdiğinden sorumlu tabi bunu derken resulun sözlerini es geçersiniz yahut resul bunları söylemedi gibibir düşünce yoluna gidersiniz onun için mealci kardeşlerin şahsımıza reddiye yazmasını mantığım kabul etmiyor, hadi bizim dayanağımız kuran, sünnet, kıyas, icma ,ictihad var ve biz bunların hpsini hak kabul ettiğimiz için birinden birine uymıyan haliniz oluyor reddiyeler yazıyoruz dayanaklarımıza ama sizin yanlız kuran dediğiniz için bize reddiyede yazamazsınız çünkü bizim sünnetimizi kıyaslarımızı ictihadlarımızı icmalarımızı kuran ile detseklerizki buda ulul elbabların idrakına açıktır . sizin yerinizde olsam sizin düşüncenizden olsam yapıcağım şu olurdu ben gördüğümden sorumluyum o sizin yorumunuz bu benim yorumum demekle yetinirdim ama hayatta reddiye kalkmazdım çünkü dayanaklarınızı bizde kullanıyoruz bir evresel küme düşünün, içinde kuran kuranın kümesinin içinde müteşabih ve muhkem küme düşünün sizler muhkemlerin içinde sıkışıp kaldınız bizler icma , kıyasi hadis yolu ile müteşabihlerden yararlandığımız için bizim inancımız size göre dallı budaklı gözüküyor, olay bundan ibaret. sizler müteşabihlerde ne yazdığını bilmeksizin bizim söylediklerimize itiraz ediyorsunuz resule inan kuran ve hikmet olduğunu biliyorsunuz , ama kuranı alıp hikmeti es geçiyorsunuz bizler hikmetlerini resulden öğüreniyoruz çünkü o en ahsen örnek bunu biliyoruz resul kitabı ve hikmeti açıklamak için geldiğinide biliyoruz şimdi resulun kuranyorumları varken sizin yorumlarınıza itibar etmemizi beklemeniz ne kadar doğru sizin taktirinize bırakıyorum. ama bu kadar konuları göstermemize karşı hala bu denle karşı çıkışları anlamıyorum, biat bu kadar zor mu? itaat bu kadar nefse ağır gelirmi? bilmiyordum demek bu kadar mı zor? zararın neresinden dönersem kardır demek zahmetli mi? bana sorsanız herşey ortada açık ve berrak halde ama hala bu inat neden anlamış değilim... sizlere hikmetleri aktarmak istiyoruz ve kuran yanında birde hikmetler var diyoruz inşallah tez zamanda hikmetlerle de buluşursunuz... KURAN ve HİKMET te buluşmak dileğiyle...
 

cüneytkaya

New member
Katılım
10 Tem 2007
Mesajlar
85
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
44
Âdem aleyhisselam, Arşta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak teâlâ buyurdu ki:
(Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Allahü teâlâ yine buyuruyor ki:
(Ya Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismi ile her ne isteseydin, kabul ederdim. O olmasaydı, seni yaratmazdım.) [Hakim]

(Ey Resulüm, İbrahim’i halil
[dost], seni de habib [sevgili] edindim. Senden daha sevgili hiç bir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua etti. Allahü teâlâ ise, [ne cevap vereceğini bildiği halde, cevabını da diğer insanların duyması için] “Ya Âdem, onu henüz yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. Âdem aleyhisselam da, Arşta "La ilahe illallah Muhammedün Resulullah" yazılı olduğunu gördüm. Anladım ki, şerefli isminin yanına ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın ismini layık görürsün dedi. Allahü teâlâ buyurdu ki: “Ya Âdem doğru söyledin. O bana insanların en sevgilisidir. Onun hürmetine dua ettiğin için seni affettim. Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım”) [Taberani]

(Allahü teâlâ, İbrahim’i halil edindiği gibi beni de halil edindi.)
[Mevahib-i ledünniyye]

Şu halde Peygamber efendimiz hem habibdir, hem halildir.
(Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım) kudsi hadisi, Marifetname’nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhani hazretlerinin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13. sayfasında ve imam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat’ının 122. mektubunda vardır.

Mektubatın farisi haşiyesinde, bu hadisin Deylemi’nin Firdevsinde bulunduğu bildirilmektedir. Deylemi de, Buhari ve diğer muhaddisler gibi, meşhur ve muteber bir hadis âlimidir.

Mektubat-ı Rabbaninin 3.cildinde, (Sen olmasaydın Cenneti yaratmazdım), (O olmasaydı kâinatı yaratmaz, rububiyetimi izhar etmezdim) kudsi hadisleri de bildirilmektedir.

Miracda Allahü teâlâ, Peygamber efendimize, (Senden başka her şeyi senin için yarattım) buyurunca, Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem de, (Ben de senden başka her şeyi senin için terk ettim) dedi. (Mirat-i kâinat)
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
Nur-ı Muhammedi Teorisi:

Ka'bu'l Ahbar, Allah göklerin ve yerin ışığıdır" ayetini bakın nasıl anlıyor: "ikinci "nur" sözcüğü, burada, muhammed (sav)'dir. Allah'ın "onun nurunun örneği" sözü, "Muhammed (sav)'in nuru" anlamına gelir. (Şifa, 1/17)

Ka'bu'l Ahbar kim?

İslam'a girişi ile birlikte eski kültürü olan yahudi kültürünü beraberinde taşıyan eski bir yahudi...yahudi avam kültürü çoğunlukla ondan gelen rivayetler ile islam kültürüne girdi...Hermetik irfan ve yahudi kabbalizmi ile nuru muhammedi teorisini icad etti...

Görüleceği üzere nuru muhammedi efsanesi, sonradan müslüman olan bir yahudi'nin iddialarından öteye gitmemektedir...İlginçtir ki nuru muhammedi efsanesi bağlamında uydurulan bir çok sözün bire bir aynısı hermetik irfanda ve kabbalizim'de bulunmaktadır...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet




şimdi namazı atam gibi kılmamda sakınca varmı? siz bana itiraz edemezsiniz çünkü içinize yatan gibi kılıyorsunuz aslında sizin bizim düşüncelerimize karşı gelme hakkınızda fikren yok en kötü ihtimal o sizin yorumunuz buda bizim yorumumuz sizde haklısınız bide haklıyız diyebilirsiniz, çünkü içinde bulunduğunuz düşünce tarzı bize muhalif olabilicek bilgiyi içinde barındırmıyor, şöyleki ortada bir namaz kıl emri var, şimdi biz namaz kılmazsak itiraz edebilirsiniz, ama kılış şekilimize bir şey söyliyemezsiniz sabit bir şekli sizin düşüncelerinizde yok dileyen dileidği gibi kılmakla özgür dersiniz ya kişi bildirdiğinden sorumlu tabi bunu derken resulun sözlerini es geçersiniz yahut resul bunları söylemedi gibibir düşünce yoluna gidersiniz onun için mealci kardeşlerin şahsımıza reddiye yazmasını mantığım kabul etmiyor,

Bizim itirazimiz asla namaza degil,Kitabin disina cikisadir!!!Resulün bunlari böyle istedigini ve uyguladigini Kitabullahtan delillendire biliyormusunuz?Kimse diledigi sekilde kilma hakki varmi onuda Allahin yasalarina bakmak lazim,(Benim bilgi dgarcigim diyorsun buna itirazim yok.Resulün sözlerini es gecme bu nasil oluyor acaba,Kaynak Kitabsa bizim es gectigimizi söylemeye hakkiniz dahi yok.Evet Size yaptigimiz reddiyenin tek sebebi yine Alemlerin Rabbi olan Allahin Nasilki cahiliye arablarina red ettigi gibi cünki onlarda o zamanlar ciplak ibadet ediyorlardi...


hadi bizim dayanağımız kuran, sünnet, kıyas, icma ,ictihad var ve biz bunların hpsini hak kabul ettiğimiz için birinden birine uymıyan haliniz oluyor reddiyeler yazıyoruz dayanaklarımıza ama sizin yanlız kuran dediğiniz için bize reddiyede yazamazsınız çünkü bizim sünnetimizi kıyaslarımızı ictihadlarımızı icmalarımızı kuran ile detseklerizki buda ulul elbabların idrakına açıktır .

Evet ne yazikki Allahin Kitabinda bizim destegimiz En güvenilir Kaynaktan oldugu icin bizim size elestiri yapmamiz normalken sizin bize yapmaniz mantik disi...Cünki sizin dediginiz gibi bir durum söz konusu bile degil"Allah kitabtaki ayetleri sadece bir kac kisiye özel anlasilir yapmamisti"eger böyle bir sözü kabul edersek kesinlikle bir cok ayeti inkar durumuna geceriz cünki; Alemlerin Rabbi bu Kitabin anlasilir,Kolay,Apacik ve detayli oldugunu net bir sekilde söylerken bu iddia tamamen akil disidir demek tabiki bizim hakkimiz.Hepsini Kuranla desteklese idiniz bu konunun icerigine verdiginiz cevapta mutlaka ayetle desteklerdinizki hala destek bulamadiniz...


sizin yerinizde olsam sizin düşüncenizden olsam yapıcağım şu olurdu ben gördüğümden sorumluyum o sizin yorumunuz bu benim yorumum demekle yetinirdim ama hayatta reddiye kalkmazdım

Tabiki yazacagim belki siz kabul etmiyorsunuz ama o Resule uymanin en güzel örneklerinden biri Tebyindir.Bizde gördügümüz hatalari mutlaka delille vermek durumundayiz...


çünkü dayanaklarınızı bizde kullanıyoruz bir evresel küme düşünün, içinde kuran kuranın kümesinin içinde müteşabih ve muhkem küme düşünün sizler muhkemlerin içinde sıkışıp kaldınız bizler icma , kıyasi hadis yolu ile müteşabihlerden yararlandığımız için bizim inancımız size göre dallı budaklı gözüküyor, olay bundan ibaret.

Alemlerin Rabbi bu benim katimda derken acaba bir yanlislikmi yaptida sizler bunu Icma,kiyasla acikliyorsunuz?Dalli budakili degil aslinda tamamen kaynaklari baska yerden alinmistir diyoruz..


sizler müteşabihlerde ne yazdığını bilmeksizin bizim söylediklerimize itiraz ediyorsunuz resule inan kuran ve hikmet olduğunu biliyorsunuz , ama kuranı alıp hikmeti es geçiyorsunuz bizler hikmetlerini resulden öğüreniyoruz çünkü o en ahsen örnek bunu biliyoruz resul kitabı ve hikmeti açıklamak için geldiğinide biliyoruz şimdi resulun kuranyorumları varken sizin yorumlarınıza itibar etmemizi beklemeniz ne kadar doğru sizin taktirinize bırakıyorum.

Iste en büyük yanilginiz burada.Bizim asla cesaretle tevilleri benim yanimda denen ayetlerle ugrasmayiz,cünki onun yaninda olan ayetler insanlara gizlidir.Hic bir insan bunu anladim diyemez(Resul/Resuller izinli olanlarin disinda)Sizin ögrendigimiz Resul dedigini gercekten bir Ruhu Muhammed olarak Kitabta bulamiyoruz,Ama kaynagi disarida oldugunu cok iyi biliyoruz.Asla bizim hikmeti es gectigimizi söyleyemezsin cünki Kitab Hikmetin ta kendisi,Resulün gösterdiginin asla disina cikmiyoruz isterseniz Kuranda kimin disaridan desteklendigini bula bilirsiniz..


ama bu kadar konuları göstermemize karşı hala bu denle karşı çıkışları anlamıyorum, biat bu kadar zor mu? itaat bu kadar nefse ağır gelirmi? bilmiyordum demek bu kadar mı zor? zararın neresinden dönersem kardır demek zahmetli mi? bana sorsanız herşey ortada açık ve berrak halde ama hala bu inat neden anlamış değilim... sizlere hikmetleri aktarmak istiyoruz ve kuran yanında birde hikmetler var diyoruz inşallah tez zamanda hikmetlerle de buluşursunuz... KURAN ve HİKMET te buluşmak dileğiyle...

Iste tek kelimeyle Hikmette Islamda Kitabtadir asla disinda degildir isin kolayina kacmadan buyurun Allahin Kitabina onu tenzih ederek onun gönderdigi Resulün getirdigi Kurana uymaya,Cünki Alemlerin Rabbi olan Allah kesinlikle baska bir sey istemedigini yin kendi Kitabinda yazmaktadir....
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Âdem aleyhisselam, Arşta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak teâlâ buyurdu ki:
(Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Allahü teâlâ yine buyuruyor ki:
(Ya Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismi ile her ne isteseydin, kabul ederdim. O olmasaydı, seni yaratmazdım.) [Hakim]

(Ey Resulüm, İbrahim’i halil [dost], seni de habib [sevgili] edindim. Senden daha sevgili hiç bir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua etti. Allahü teâlâ ise, [ne cevap vereceğini bildiği halde, cevabını da diğer insanların duyması için] “Ya Âdem, onu henüz yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. Âdem aleyhisselam da, Arşta "La ilahe illallah Muhammedün Resulullah" yazılı olduğunu gördüm. Anladım ki, şerefli isminin yanına ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın ismini layık görürsün dedi. Allahü teâlâ buyurdu ki: “Ya Âdem doğru söyledin. O bana insanların en sevgilisidir. Onun hürmetine dua ettiğin için seni affettim. Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım”) [Taberani]

(Allahü teâlâ, İbrahim’i halil edindiği gibi beni de halil edindi.) [Mevahib-i ledünniyye]

Şu halde Peygamber efendimiz hem habibdir, hem halildir.
(Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım) kudsi hadisi, Marifetname’nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhani hazretlerinin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13. sayfasında ve imam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat’ının 122. mektubunda vardır.

Mektubatın farisi haşiyesinde, bu hadisin Deylemi’nin Firdevsinde bulunduğu bildirilmektedir. Deylemi de, Buhari ve diğer muhaddisler gibi, meşhur ve muteber bir hadis âlimidir.

Mektubat-ı Rabbaninin 3.cildinde, (Sen olmasaydın Cenneti yaratmazdım), (O olmasaydı kâinatı yaratmaz, rububiyetimi izhar etmezdim) kudsi hadisleri de bildirilmektedir.

Miracda Allahü teâlâ, Peygamber efendimize, (Senden başka her şeyi senin için yarattım) buyurunca, Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem de, (Ben de senden başka her şeyi senin için terk ettim) dedi. (Mirat-i kâinat)



Bir adet ayetle destekleyiniz kitabin disindaki delilin güvenirligi acisindan bir ayetle olsa dahi desteklenmelidir diye düsünüyorum.Cünki destek olmaz ise hem Resule hem Allaha ya iftira konumuna düser yada inkar durumuna düsürür insaniki bu cok tehlikeli bir durum arz eder,Rabbe emanet olun.
 

CCCCCC

New member
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
448
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Diyanet ----Fetih 17 Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır.

Suat yıldırım----Fetih 17 Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, Allah onu, içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. Kim de itaatten yüz çevirirse onu gayet acı şekilde cezalandırır.

Y. Nuri Öztürk--Fetih 17Kim Allah'a ve resulüne itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, Allah onu acıklı bir azapla cezalandırır.

Evet müm'in kardeşlerim sizin vicdanınıza kalmış birkaç cümle sarfetmek istiyorum.HZ. MUHAMMED MUSTAFA A.S.M KUR'ANDA AÇIK AÇIK KAİNAT SEN OLMASAYDIN YARATMAZDIM DEMEMİŞTİR.AMA GÖRDÜMKÜ ONDAN DAHA DA DEĞERLİ GÜZEL BİR ŞEYİN FARKINA VARDIM.

3 MEALCİDE KİM ALLAH C.C VE RESULUNE DERKEN VE BAĞLACINI KULLANMIŞ.YANİ NE DEMEK istiyorsun derseniz.Devamında ırmaklar akan cennet demiş.sadece ALLAH C.C inanmak ve itaat etmek ve bağlacı ile hem ALLAH C.C A HEMDE RESUL ŞART OLMUŞ.Biri olmadan olmaz demek istiyor ayet.Şimdi vicdanlara soruyorum.Bunca insanın PEYGAMBER ŞARTI OLMADAN CENNETE GİDEMEYECEĞİNİ BİLDİĞİNE GÖRE CENNETE GİRMEK RESULLE OLUR DİYEN YÜCE ALLAH CC BU AYETLE benim elçim çok kıymetli siz ona itaat edin size cennet vereceğim diyen bir ayeti,onun hürmetine cennet veriyorum diyen bir ayetimi okursunuz.yoksa kainat kadar değeri yokmu bu cennetin siz bilirsiniz ki kainat cennetin yanında gölge gibidir.
Öyleyse bu ayete derin bakanlar görecekki imanın şartı olan Resuller sayesinde biz cennetlere giriyor.Bizler kurtuluşa eriyoruz vesil oluyorlar.Onlara ALLAH C.C CENNETTE EN GÜZEL YERLERİ VERECEKTİR.Bence kainat örneği basite geliyor.


SADAKALLAHUL AZİM
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Diyanet ----Fetih 17 Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır.

Suat yıldırım----Fetih 17 Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, Allah onu, içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. Kim de itaatten yüz çevirirse onu gayet acı şekilde cezalandırır.

Y. Nuri Öztürk--Fetih 17Kim Allah'a ve resulüne itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, Allah onu acıklı bir azapla cezalandırır.

Evet müm'in kardeşlerim sizin vicdanınıza kalmış birkaç cümle sarfetmek istiyorum.HZ. MUHAMMED MUSTAFA A.S.M KUR'ANDA AÇIK AÇIK KAİNAT SEN OLMASAYDIN YARATMAZDIM DEMEMİŞTİR.AMA GÖRDÜMKÜ ONDAN DAHA DA DEĞERLİ GÜZEL BİR ŞEYİN FARKINA VARDIM.

3 MEALCİDE KİM ALLAH C.C VE RESULUNE DERKEN VE BAĞLACINI KULLANMIŞ.YANİ NE DEMEK istiyorsun derseniz.Devamında ırmaklar akan cennet demiş.sadece ALLAH C.C inanmak ve itaat etmek ve bağlacı ile hem ALLAH C.C A HEMDE RESUL ŞART OLMUŞ.Biri olmadan olmaz demek istiyor ayet.Şimdi vicdanlara soruyorum.Bunca insanın PEYGAMBER ŞARTI OLMADAN CENNETE GİDEMEYECEĞİNİ BİLDİĞİNE GÖRE CENNETE GİRMEK RESULLE OLUR DİYEN YÜCE ALLAH CC BU AYETLE benim elçim çok kıymetli siz ona itaat edin size cennet vereceğim diyen bir ayeti,onun hürmetine cennet veriyorum diyen bir ayetimi okursunuz.yoksa kainat kadar değeri yokmu bu cennetin siz bilirsiniz ki kainat cennetin yanında gölge gibidir.
Öyleyse bu ayete derin bakanlar görecekki imanın şartı olan Resuller sayesinde biz cennetlere giriyor.Bizler kurtuluşa eriyoruz vesil oluyorlar.Onlara ALLAH C.C CENNETTE EN GÜZEL YERLERİ VERECEKTİR.Bence kainat örneği basite geliyor.


SADAKALLAHUL AZİM


yani simdi benim sözlerimdeki yanlislik nerede,CCCCCCC nerede bizde bagirarak söylüyoruzki Resul/Resullere itaat sart biz baska bir seymi diyoruzki bunlari yazdin.Ha burada gercekten güzel bir ifade kullanmissin acik veye kapali hic bir sekilde".HZ. MUHAMMED MUSTAFA A.S.M KUR'ANDA AÇIK AÇIK KAİNAT SEN OLMASAYDIN YARATMAZDIM DEMEMİŞTİR."Iste bu kadar o nedenle ne ALLAHA nede RESULe iftira boyutundaki bir söylemin gercegi burada yatiyor.Bunu kabul ettikten sonrasi zaten ayet en güzel sekilde Resule nasil itaat etmemiz gerektigini yaziyor.Hani Imanin sartindan biri olan Resullere imandaki gibi yani zaten Resul/Resullere iman etmeden iman etmis olmadigimiz gibi.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt