Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

AKŞEMSEDDİN (Rahmetullahi Aleyh

  • Konbuyu başlatan hüma-gül
  • Başlangıç tarihi
H

hüma-gül

Guest
AKŞEMSEDDİN (Rahmetullahi Aleyh)

Sabır ve tevekkül



Akşemseddin Efendi, âlim ve veli bir zat.

Çeşitli mevzularda kitaplar yazdı bizzat.



(Risalet-in nuriyye) isimli eserinde,

Şöyle buyurmaktadır sabretmek üzerinde.



(Kim halkın cefasına ederse iyi sabır,

Allah, böyle kimsenin kalbini nurlandırır.



Kulun kalbinde olan o iman nuru yani,

Sabır ve tevekkülle, olur daha vicdani.



Kur’an-ı kerim’de de, bu, beyan olunarak,

Meth-ü sena ediyor Eshabı cenab-ı Hak.



Onlar, Hak teâlâya çok yakın kimselerdi.

Allah’ı görür gibi ibadet ederlerdi.



Ve yine bu seçilmiş kulları, Hak teâlâ,

Çeşitli mihnetlere kılsa dahi mübtela,



Onlar, bu hallerinden, hiç etmeyip şikayet,

Bilakis alırlardı onlardan tad ve lezzet.



Zaten kulun kıymeti, Hak teâlâ indinde,

Sabırla anlaşılır, bir bela geldiğinde.



O, tevekkül edip de, gösterdikçe hem sabır,

İyilikleri artar ve manen olgunlaşır.



Onun kalp aynasında olan bütün kir ve pas,

Temizlenip, kazanır kâmil iman ve ihlas.



Eyüp aleyhisselam, hastalık illetine,

Sabredip, nail oldu Rabbimizin methine.



Hasta yattı yedi yıl, yedi gün, yedi saat.

Hiç şikayet etmeyip, gösterdi sabır, sebat.



Katiyen etmeyince bir gün bile ah-u vah,

(O, ne güzel kul!) diye, methetti onu Allah.



Veli de, insanlardan gelen sıkıntılara,

Katlanarak sarılır, tevekküle ve sabra.



Ne kadar çok kötülük görse de insanlardan,

Sabredip, yine yapar hep iyilik ve ihsan.



Toprağa atılsa da, kötü, pis, fena şeyler,

Yine de çıkar ondan, hoş kokulu çiçekler.



Hak teâlâ, Kur’anda, Ankebut suresinde,

Mealen buyurur ki ikinci âyetinde:



(İnsanlar sanır mı ki, edince yalnız iman,

Öyle bırakılıp da, edilmezler imtihan?)



Yani Allah, kullara, bazı sıkıntıları,

Gönderip, imtihana tâbi tutar onları.



Velakin Sevgili'den gelen bu sıkıntılar,

İle, Hak dostlarının sevgisi daha artar.



Ne kadar çok gelirse onlara dert, musibet,

O kadar çok sevinip, alırlar fazla lezzet.



Nitekim saf altın’ı elde etmek için de,

Bırakırlar cevheri, kızgın ateş içinde.



Ne kadar çok olursa ateşin harareti,

Altın da, o nisbette saf olur elbetteki.

alinti
 
Üst Alt