Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Akidede sünnetin yeri

Zadul_Mead

New member
Katılım
28 Haz 2008
Mesajlar
74
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
41
Akidede sünnetin yeri

Hamd bağlılığımız ve güvenimiz kendisine olan Allah Teala'ya, Salat ve Selam'da, Allah'ın kulları içerisinden seçip çıkardığı kulu ve Rasûlu, Muhammed'e olsun.

Biliniz ki! (Allah (c.c) size merhamet etsin) İlimden bazı şeyler ilaç gibidir. Bu ilaç belirli zamanlarda hasta olanlara verilir.

Önceden müslümanların tartışmasız kabul etmiş oldukları bir konu, şu zamanda müslümanları şüpheye düşürmek için konuşulmaya başlandı. Konuşulmasına başlanan bu konu, fasık, Zındık bir Rafizi'nin şu sözüdür:

"Rasûlullah (s.a.s)'in sünnetleri hüccet (delil) teşkil etmez. Tek delil Kur'an'ı Kerim'dir"

bu sözünü kuvvetlendirmek için de şu hadisi kendi lehine delil getirdi:

"Size benden bir hadis geldiği zaman onu Kur'an'a arz ediniz. Hadisin aslını Kur'an'da bulursanız alınız. Kur'an'da aslını bulamazsanız kabul etmeyiniz. 1" Bu hadis uydurmadır….

Böylece ben ve daha başka kişiler bu sözlerin hepsini o Zındık kişiden işitmiş olduk:

Bu hadisi duyanlardan kimileri, kulak asmayarak buna önem vermediler, kimileride bu hadisin aslını, nereden kaynaklandığını bilmemektediler. İşte, insanları helak edecek meselelerin en büyüklerinden biri olan, bu uydurma şeylerin aslını açıklamak ve bunların hakkı, hakikatı olmayan şeyler olduğunu Allah Teala'nın izni ile beyan etmek istedim.

Usûl alimlerince bilinen şartlar çerçevesinde, Rasûlullah (s.a.s)'in hadislerini (ister söz, ister amel olsun) kim delil olarak kabul etmezse, o kişi İslâmmilletinden çıkıp, kafir olmuştur. O kişi ya yahudi veya hristiyanlarla yada diğer kafir zümrelerin biriyle haşrolunacaktır.

(1)-El-Ukayli sahih isnadı yokturder. Es-Sagani de mevzudurder. İmam Şafi er Risale. 224 Dare kutni, 1V/208 Beyhaki, Dalalun Nubüvve, 1/27; İbn Hazm, el-İhkam, II)767; İbn'l-Cevzi, kitabu'l-Mevduat, 1/257-8; İbn teymiyye, Ehadisu'l-Kussas, rahaakam: 51; İbn Hacer, Lisunal-Mizan, 1/455; el-Heysemi, Mecmeu'z-Zevaid, 1/170; eİ-İevkani, el-Fevaidul'l-Mecmua, s. 278, 291; es-Teemyizu't-Tayyib mine'l-Habis, s. 13; el-Acluni, s. 28; el-Azimabadi, Avnu'l-Ma'bud, IV/329; el-Kermi, el-Fevaidu'l-Mevdua, rakam: 152; Muhtasaru'l-Mekasidi'l-Hasene, rakam: 52.

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Müslümanların çekiştikleri şeylerde Allah-ı ve Rasülullah ı Haken kabul etmelerinin beyanı


Bu günkü batıl sapık düşünceler ve bunların savunucularının çoğu dört imam zamanında da vardır. Dört imam ve arkadaşları (Allah (c.c) onlardan razı olsun), sapık düşüncede olanlara cevap olmak üzere, Kitaplarında, derslerinde ve münakaşalarında onların batıl yolda bulunduklarını ispat etmişlerdir. Allah'u Teâla'nın izniyle, bu ispatların bir kısmını aşağıda nakledeceğim.

İmam Şafii Risale'sinde ve İmam Beyhaki (r.a) Medhal adlı Kitabında

(İmam Şafii'nin sözünü) şöyle naklettiler: İmam Şafii (r.a) dedi ki: "Allah (c.c) dininde, farzında ve Kitab'ın'da, Rasûlüne (s.a.s)'e itâatı farz kılmak, isyanı haram kılmak süretiyle, önemli bir yer verdi. Rasûlünün (s.a.s) faziletini, Kur'an'ı Kerim'de, kendine olan imanla birleştirerek beyan etti. Allah (c.c) buyurdu ki: "Allah'a ve Rasûlune iman edin." ve yine "Ancak Allah’a ve Resûlüne iman edenler mü’minlerdir A'raf: 158, Teg abun: 8, Hucurat: 15.


Allah'u Teala temel olan imanın başlangıcını; ondan sonra gelen şeylerin (iman edilecek diğer esasların ve amellerin) kabul edilebilmesi açısından, Allah'a iman ve sonra Rasulûne imanda kılmıştır."

İmam Şafii (r.a) dedi ki: "Allah'u Teala bütün insanları; göndermiş olduğu vahye (Kur'an'a) ve Rasûlullah (s.a.s)'in sünnetine tabi olunmasını, itaat edilmesini farz kılmıştır. Kerim olan Allah (c.c) Kitab'ın'da şöyle buyurur:
Gerçek muminler ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve resulüne iman ederler, toplanmayı gerektiren bir meselede peygamberle bir aray geldikleri zaman, peygamberden izin almadan ayrılmazlar Nur: 62.

"Muhakkak Allah (c.c) mü'minlere, onların içinden, Rasûl göndermek süretiyle nimet verdi (iyilik etti) ki Rasûl onlara Allah'ın ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve Hikmeti öğretiyordu. Oysa önceden onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler A'raf: 164.

Bu ayet-i kerimede Kitab ve Hikmet beraberce zikredilmiştir. Allah'u Teala'nın Kitab diye buyurduğu; Kur'an'ı Kerim'dir. Kur'an'ı bilen ilim ehlinden, işittiğim şudur ki: Hikmet buyruğundan kasıt, Rasûlullah (s.a.s)'in sünnetidir El-Hatİb,el-Fakih ve'l -Mutefakkih, 1/87 Bunun bu manaya gelmesi bir haktır. Zira Allah (c.c) Kur'an'da;

"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Rasûlü'ne ve sizden olan emir sahiplerine de itaat edin, Şayet bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz, Allah'a ve ahiret'e gerçekten inanıyorsanız onu Allah'a ve Rasûlüne götürün (onların hükmüne göre hükmedin) bu hem hayırlı, hem de netice itibariyle daha iyidir." Buyurmuştur Nisa: 59


Bazı ilim ehlinden, "Sizden olan emir sahiplerinden maksadın; Rasûlullah (s.a.s)‘in göndermiş olduğu birliklerin komutanları olduğu nakledilmiştir. "Şayet herhangi bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz" Yani ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şeyde demektir. Burada Allah (c.c) onlara, kendilerine itaatle emir olundukları, emir sahipleri bildirmektedir. "O'na Allah'a ve Rasûlüne götürün": Yani Allah'u Teâla: anlaşmazlık olduğu zaman nasıl hareket edileceğini, hüküm için kimlere başvurulacağını bildirmektedir.

Allah (c.c) Rasûlune olan itaatın, teslimiyetin ve bağlılığın bizzat kendisine yapılmış olacağını bir çok ayetinde belirtmiştir. Allah (c.c) buyurur ki:

"Hayır, Rabbin e and olsun ki, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kabul tayin etmedikçe ve sonradan haklarında verdiğin hükme, içlerinde hiç bir sıkıntı duymadan tam olarak teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar. Nisa: 65

Allah (c.c), bir ayetinde daha buyurmaktadır ki:
وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ
( ….. Resul size neyi verdiyse ,onu alın ; sizi neden nehyetti ise, ondan da sakının.Allah’tan korkun,şüphesiz Allah ın azabı çok çetindir.)

HAŞR : 7. AY.


İmam Beyhâki (r.a) şöyle dedi Beyhaki Delalün Nübüvve,1/23 Şayet sünnet dinde delil olmasaydı, Rasûlullah (s.a.s)'in kendisiyle beraber bulunanlara, dinlerini öğrettikten sonra, vermiş olduğu hutbesinde şöyle buyurmazdı.

"Burada bulunan kişiler, bulunmayanlara anlattıklarımı aktarsınlar, umulur ki, anlatılan şahıs burada dinleyenden daha anlayışlı ve kavrayışlı olabilir Buhari-ilim: 9 Müslim el-Kasame:29 İbn Mace El-Mukaddime:18 Ahmed b hanbel V/4,31, 32, 37, 39, 40-1,45, 49; Beyhaki Delalün Nübüvve 1/23

Ve yine sünnet delil olmasaydı Rasûlullah (s.a.s) "Allah'u Teâla bizden bir hadisi dinleyipte, bunu başka bir kişiye anlatarak vazifesini yerine getirenin yüzünü parlatsın. Olur ki anlatılan kişi dinleyenden daha kavrayışlıdır İbn Mace Mukaddime-Daremi Mukaddime,Tirmizi ilm Ahmed bn hanbel 1/427 İbni Hibban sahih, 66; Ebu Davut ilim İbn Abdulber Camiu Beyanil ilim Beyhaki Delalin nübüvve İafi Er-Risale el-Hatİb,İerefu Ashabil-Hadis, s, 17-9 Suyiti camiüs sa¤ir,11/187 El-Kifaye, s, 267 El-Heysemi Mecmeuz zevaid 1/137,9 Buyurmazdı. Bu hadis mütevatir bir hadistir.

İmam Şâfi'i dedi ki: "Rasûlullah (s.a.s)'in, hadislerini, dinlemeye, ezberlemeye ve başkalarına anlatmaya teşvik etmesi, sünnet'in dinde delil oluşturmasını vurgulamaktan başka birşey değildir. Zira hadisler: tutulması gereken helalleri, kaçınılması gereken haramları, tatbik edilecek hadlerin (cezaların) kimlere uygulanacağını, alınacak veya verilecek bir malın düzünlenmesini içermekte ve ahiret ile dünya için öğütler vermektedir."

İmam Beyhaki Delailu'n Nübüvve, 1/24 (r.a) Ebu Rafi (r.a)'dan nakletti ki; Rasûlullah (s.a.s) şöyle buyurdu;

"Sizden herhangi birisine, koltuğuna yaslanmış bir şekilyde iken, benim emretmiş olduğum veya nehy etmiş olduğum, bir hadisim getirildiğinde: "Bilmiyorum. Biz onu Allah'ın Kitab'ın'da bulamadık ki tabi olalım". Der bir vaziyette rastlamayayım."
Bu hadisi, Ebu Davud ve Hakim'de naklettiler Şafi Er Risale , s, 89, 90, 225, -6, 403,4; Ahmed bn Hanbel, V1/8; Ebu Davut, es Sünne, h, no: 4605; Hakim, el- Müstedrek, 1/108; İbn Mace Mukaddime, Tirmizi, İlim İbn Hibban Sahih 13, El-Humeydi,551; İbn Hazm el-İhkam,116202; Beyhaki el-itikat,625; Delailun NübüvveV1/549; el-Kifaye,s, 16--7; İbn Abdilber, Camiu Beyanil İlim 11/189;et-Temhid 1/151; Begavi, İerhüs Sünne, 1/200-1,4/en-Nisa65. Bak er-Risale,s, 82.

Rasûlullah (s.a.s) buyurdu ki:
"Korkarım ki, koltuğuna yaslanmış rahat bir şekilde oturan bir adama benim bir hadisim nakledilirde, o kişinin "Benimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Biz ancak O'ndan helâl bulduğumuzu helâlkabul ederiz" diyeceği zaman yaklaşmıştır. Dikkat edin Rasûlullah 'ın (s.a.s) haram kılması da Allah ( c.c.)'ın haram kılması gibidir
Hadis Ebu Davut'da el,Mikdam b. Ma'dikerib'den İu lafızla rivayet edilmiİtir; "Dikkat edin! Yırtıcı tırnaklı hayvan , ehli eşek ve zimminin malı haramdır..." bkz Hadis Ebu Davut'da el,Mikdam b. Ma'dikerib'den İu lafİzla rivayet edilmiİtir; "Dikkat edin! Yırtıcı tırnaklı hayvan , ehli eşek ve zimminin malı haramdır..." bkz Delalün Nubuvve, 1/24
Beyhaki dedi ki: "Bu hadis, Rasûlullah (s.a.s)'den sonra hadisleri kabul etmeyen, inkar eden kişilerin oluşacağını haber vermektedir. Bu haberin doğruluğu şu zamanda gerçekleşmiştir Delalün Nubuvve, 1/25
 
Üst Alt