ALLAH bize kulak vermiş duymamız için, dil vermiş konuşmamız için, göz vermiş görmemiz için ve aklımıza bile gelmeyen bir sürü nimet vermiştir. Dil ile ilgili iletişimin nasıl olacağı hakkında fikir yürütmek ALLAH'ın yaratma sanatıyla ilgili ya tefekkür ile olur yada, ölmüş insanın tekrar yaratılmasıyla alay eden ve helak olan insanlar gibi alay edilmekle olur. Peygamber efendimizin halkı ve dili arap olduğu için ona bildirilen ayetler Arapçadır, ALLAH'ın bildiği dil arapçadır diyemeyiz, ALLAH'ın bilgisi ve ilmi evreni kuşatmıştır. Güneşe gidemediğimizden güneşi bilemeyiz, onun ateşinin bize fayda vermesine kadar ilminden ve bu iletişim dilinden anlayamayız, sonuçta güneşte bizimle ALLAH'ın izniyle ve emriyle iletişim kurmaktadır ve bize ulaşmaktadır. Bir tek yıldız olarak bize ışığıyla hizmet etmektedir. Onun sayesinde bitkiler yetişmektedir. Bu dengenin sadece bir tek yaratılan unsurudur. ALLAH her canlı ölümü tadacaktır buyurmaktadır; bunun anlamı meleklerde dahil herkez ALLAH'tan başka ölümü tadacaktır anlamındadır. ALLAH her canlı tekrar diriltilecektir buyurmaktadır. Bunun anlamı herkez ölümü tatacak ve tekrar o büyük gün yaratılacaktır. Bu kadar basit anlatması ama gerçekleşecek olan herşey büyük bir hadisedir. Onun için öldükten sonra cennette veya cehennemde Türkçe, Arapça veya iletişim aracı olarak hangi dilin konuşulacağını düşünmek veya böyle konuları ortaya atmak dinde insanları şüpheye düşürmek için ortaya atılan basit ve cevaplamasıda basit sorulardır. Şeytan bile insanları kandırırken ALLAH'ın ismini kullanır. Ademi bile kandırırken Vallahi demiştir, ALLAH şahidim olsun demiştir. Onun için iblis iken bu davranışından dolayı ona şeytan denildiği kuran-ı kerimde bildirilmektedir. İnsanların öldükten sonra ne dili konuşağını tahmin etmek isteyenler cevap: "Peygamberimiz ile ALLAH Mihraç'ta "Ettehiyatü Lillahi vessalavetü vettayyibetü, Esselamu Aleyke ya Eyyühennebiyyü verahmetullahi ve bereketühü. Esselemu aleyna ve ala ibadillahi salihin. diye iletişim kurduktan sonra bu iletişimi duyan fakat bu iletişimin kurulduğu mekandan uzak bütün melekler aynı anda Eşhedü En le ilehe illallah ve eşhedü enne Muhammedün Abduhu ve rasuluhü. demiştir. İnsanoğlunu temsil eden bizi en şerefli makama yükselten peygamberimiz ALLAH ile onun huzurunda konuşmak şerefine ulaşmıştır. Burada konuşulan dil arapçadır. Peygamberimiz okumasını bilmesken Cebrail tarafından "ikra" oku denmiştir ve peygamberimiz okumaya başlamıştır. Bunları belirttim çünkü "Bir sürü yazı yazılmış bir mana ifade etmiyor denilmesin diye" yani insanların konuşacağı dil üzere ALLAH bizimle nasıl isterse iletişime geçecektir. Genelde her peygamberin halkının diliyle anlaşılır bir dille bizi uyarmıştır.Peygamberimizin konuştuğu dil ile insanlara tebliğ edilen kuran illa arapça olacak diye bir kaide yoktur. İnsanlar bunu anlayacakları kendi diline çevirebiliriler. Önemli olan burada ALLAH'ın gönderdiği peygamberler ile bizimle iletişime geçmesidir. İnsanların kendi kullandığı dil ile anlayabileceğimiz dil ile bizimle iletişime geçmiştir. Bize şifreli mesajlar göndermemiştir. Kuran açık, anlaşılır ve nettir bilgi verici ve tebliğ edici bir kitaptır. Kuranda yazanların hepsi ALLAH'ın kelamıdır hiç birisi insan kelamı değildir. İnsanların ortaya attığı bir dil ile ahirette insanların konuşacağı anlaşacağı iletişime geçeceği diye bir konuda öncelik dikkate alınmalıdır. Öncelik ALLAH’ın bizimle iletişime geçtiğinde bizimmi onu anlamamız öncelikli onun mu bizi anlamamızın kolaylığı öncelikli. ALLAH bizimle iletişime geçerken bizim anlıyacağımız dille ve bizim içimizden bize tebliğ edici peygamberler ile bize yol göstermiştir. Bizim dilimizin veya evrenin herhangi bir yerindeki bir başka canlının dili ahiret dili değildir. Ahirette yani gerçek hayatımızda sonsuza kadar yaşayacağımız hayatımızda nasıl yaşayacağımız bu dünyadaki kısacık hayatımızda saklıdır. Neye müstehaksak bunun iradesinin bir kısmı bizdedir. Alman-Fıransız-Türk ahirette karşılaşsalar biri ben türkçe konuşcam sen almanca konuş sen bunu konuş deseler fıkra olur. Bu dünyadan diğer dünyaya bir şey götürebilecekmiyiz yaşadığımız hayatımızdaki amelimizden başka bunun garantisini kimse veremez. Dilini bile götüremeyebilirsin. Orada bize ne verilecekse onlarla hareket edeceğiz, bu dünyada bize verilenler sınırlıdır çünkü insanlar aciz bir yaratık olduklarını unutup kendilerini bişey zannedip helak olmasınlar diye.