Halen bekliyoruz ya, farkındamısın üstad. Bu kadar zaman oldu, sadece bizler değil, daha niceleri, sayfalarca yazdı, sordu, ufacık bir açıklama bekledi (ki varsa eğer hakkımız vardır bu açıklamayı okumaya) halen daha açıklama gelmedi.
Ortalıkta ne mehmet nuri yılmaz kaldı, ne yaşar nuri kaldı, ne şaşıbeyaz kaldı...Hepsi tarihin çöplüğüne bu kadar saf ve temiz müslümanın günahları ile yuvarlandı gitti.
Mürşidimin çok güzel bir mollası vardı. Rabbim rahmet etsin o anlattıydı. Muhabbet olsun diye yazayım.
Zamanında mürşidimin yeni yeni posta oturduğu dönemler. İrşad son hızla devam ediyor. Tabi Rabbimin rahmet eseri tezahür ediyor, gelenler, gidenler hızla çoğalıyor kapıda. Böyle bir dönemde; diyanette görevli müftü bir abimiz, o zamanlar bu tür şeylere karşı. Ne tarikatı ne tasavvufu batıl icadı şeyler falan, gırla gidiyor. Her gittiği yerde oturacak bir sandalye dayanacak bir kürsü buldumuydu başlıyor tasavvuf ve tarikatler hakkında veryansına. Mürşidim hakkında da en ağır ithamlar, en galiz hakaretler, bini bir para anlayacağınız.
Gel zaman git zaman, bir gün bazı şeyler bu kişide tezahür ediyor, bazı şeyleri az da olsa anlamaya, ciddi araştırmalara girmeye başlıyor. Kıyısından köşesinden derken, kendini mürşidimin huzurunda el pençe divanda buluyor. Biraz da merak ile gelmiş o gün için. Sıraya giriyor herkes gibi. Sıra kendisine gelince mürşidimizi ziyaret ediyor, yolunuz nicedir diyor. Mübarek anlatıyor, o tasdikliyor, mübarek anlatıyor o ağlıyor. Sıra tarikat almaya geliyor elini uzatıyor. Mürşidim elini uzatmıyor. Neden diye bakıyor, mürşidim aynen şunları söylüyor: "Bu güne kadar hakkımızda her kürsüde o kadar şeyler söyledin. O kadar insanın uzaklaşmasına vesile oldun. Biz kendi hakkımızdan geçtik, Saadat-ı Kiramın da hakkından geçtik, ama o kadar müslümanın hakkından geçemeyyiz. Bu güne kadar nerede konuşma yaptıysan, git orada bu anladıklarını Allah hakkı için anlat. Hatanı düzelt müftü Ahmet" diyor. İsmi ile beraber hitap edip, bir de yaptıklarını sayan mürşidimizin bu halini de gören abimiz, hatasını telafi edip en kısa sürede tekrar mürşidimizin yanında soluğu alıyor.
Aynı bu hesap, sen ben hakkımızdan geçeriz ama, bu tertemiz iman bilgisini arayan, bulmak için çırpınan zamane insanlarımızın yanlış yönlendirmelerine kim ne kadar razıdır, iyi görmek lazım.
Rabbin, arayanlardan, anlayanlardan ve bulanlardan eylesin bizleri.