hannane
New member
Ağlamak Anlamaktır! ..
Ağlamak,
Anlamaktır.
Anlayan insan ağlar.
Anlamayan insan,
Göstereceği tepkinin boyutunu
Ve buutunu bilemediği için ağlayamaz.
Ağlamak;
Düşüncenin dillenmesidir.
Gerçekle buluşan aklın,
Duygularla kucaklaşmasıdır.
Vakıaya vakıf olan, ağlar.
Ârif ve âkif olanlar ağlar.
Anlamanın ve düşünmenin ürünü olduğu için,
Temiz tefekkürle yakın akrabadır.
Bir fantezi değil,
Gerçek bir vakarlılık hâlidir.
Ağırbaşlı insanların ağırlıklı hâlidir.
Prensip
Ve prestij meselesi haline getirilemez ağlamak.
Çocuk da,
Genç de,
Köle de,
İmparator da ağlar, zaman zaman.
Ağlamakta hesap yoktur.
Zora talip olanlar ağlar.
Sadece darda kalan,
Zorluk içerisinde bunalanlar ağlamaz.
Sevinçten ağlayan insanlar da olduğuna göre,
Ağlamak korkaklık,
Yahut ürkeklik hâli de olamaz.
Ağlamak;
Yakarışın,
Yalvarışın,
Buluşun,
Görüşün,
Görkemin,
Kendi lisanınca iç dökmesi,
Hakikati gözyaşlarına sararak
Yüreklere ve yüreği olanlara uzatmasıdır.
Bu hâliyle ağlamak, cesaret işidir.
Yüreksizler ağlayamazlar,
Gerçeği kabullenemeyecek kadar korkak oldukları için.
Ağlamak, gönüllerin gönüllere selamı
Ve saygısıdır.
Samimiyet hâlidir,
Sadakat hâlidir.
Ağlayamamak illetine batmış
Yarı insan,
Yarı hayvan varlıklar bu huzurdan uzaktırlar.
Ağlayamamak;
Ruhi boşluğun,
Maddi sarhoşluğun,
Kendini ve kendi benini beğenemişliğin tezahürüdür.
Kalbin katılaşması,
Gözün çok gözlü gerçeklerden uzaklaşmasıdır.
Ağlayamamak;
Hafızası kaybolmuş,
Şirazesi kopmuş,
Dünyanın çarkları arasında
Benliğini yitiren “insancıklar”ın görünmeyen sonudur.
Bünyesi de,
Künyesi de yararsız fikirlerin bataklığına batmış,
Aklının randımanı kalmamış
İnsan suretindeki yılanlar ağlayamazlar.
Ağlayamayan insan,
Sürekli bir iç darlığı yaşar.
Duygusal yokluk tarafından kuşatılır çepeçevre.
Var olması,
Varlıklı olması
Ağlayabilecek kadar vakarlı olamadığı için,
Onu içinde bulunduğu ruhi bunalımdan,
Karışıklıktan
Ve manevi boşluktan kurtaramaz.
Kısacası ağlamak,
Her insanın gerçekleştiremeyeceği kadar soylu
Ve zorlu bir gerçektir.
_buluntu_